Onlar, diğer iş arkadaşlarınızdan biraz farklı ama kendilerini tehlikeli durumların içine atmaktan korkmuyor, saatlerce aynı sıkıcı işleri yapmaktan gocunmuyor ve bakım ve onarımla ilgili en zor soruları dahi bir çırpıda cevaplayabiliyorlar. Onlardan birinin adı Guardian. Guardian, GE’nin tek başlarına ve yüksek sıcaklık ya da basınç gibi zorlu şartlarda lokomotifler ve diğer varlıkları hasara karşı kontrol etmeleri için geliştirdiği hava, su ve karada gidebilen robot sisteminin bir parçası. Bu robotlar, yanlış bir şey gördüğünde kırmızı bayrağı kaldırmak için eğitiliyor.
Guardian’lar ve benzeri makineler, kirli, sıkıcı ve tehlikeli olarak sınıflandırılan görevleri üstlenecek, büyüyen robot filosunun öncüleri. Bazıları yılan gibi kıvrılmaları, boru hatlarının içlerinde hareket edebilmeleri ve makinelerin ulaşılması zor yerlerine erişebilmeleri için tasarlanıyor. Diğerleri ise, ışınlanmış nükleer reaktör havuzları içinde yüzmeleri, hasar kontrolü ve yüzeylerin temiz tutulması için geliştiriliyor.
Uçan robotların, tarım, enerji, çevre koruma ve hatta kaçak avcılığa karşı çabalar da dahil olmak üzere birçok endüstride kullanım alanı olacak.
Birçok otomasyon uzmanı, dünyanın endüstriyel robotik yeni bir döneme girdiğine inanıyor. Onlara göre, akıllı, mobil ve işbirlikçi makineler işin çehresini değiştirmek üzere. Bu uzmanlar, teknisyenlerin, madencilerin, santral çalışanlarının, ilkyardım görevlileri ve bilim insanlarının, yeni bir görevi nasıl tamamlayacaklarını iş arkadaşlarından öğrenen, bir sorunla karşılaştıklarında yardım istemeyi bilen ve bir görevi kendi başlarına ya da takım arkadaşlarıyla birlikte yerine getirebilen robotlarla omuz omuza çalışacağı bir gelecek öngörüyor.
GE’de Dağıtılmış Akıllı Sistemler’in başı John Lizzi, “Robotlar geleceğin en iyi endüstriyel araçları olacak. Zamanla, insan ve robotlardan oluşan işbölümcü takımlara doğru gidiyoruz” diyor ve ekliyor, “Teknoloji bugün çoktan yıkıcı bir güce sahip. Önümüzdeki 5 ile 10 yıl içinde, makine algısı teknolojisi daha da dönüştürücü hale gelecek.”
GE’nin Guardian Raylı Robotu’nun ilk prototiplerinden biri – GE demiryolu varlıklarının yönetimi ve denetimini optimize etmek için yeni bir platform geliştiriyor. Bu platform, güvenilirliği ve vagonların demiryolu ağı üzerindeki hareketlerinin hızını artırmaya yardımcı olacak.
“Endüstriyel robotlar” deyince aklımıza şasi kaynaklayan, otomotiv hatlarında ön cam takılmasına yardımcı olan büyük ve güçlü kollar geliyor. Bu mekanik canavarlar, sonsuz gibi görünen güçleri, bir şeyi bir yerden kaldırıp tekrar aynı yere yere bırakmaları gibi özellikleri sayesinde uzun süredir iş buluyorlar. PlusOne Robotik isimli start-up şirketinin kurucusu ve CEO’su Erik Nieves, “40 yıldır, insan kollarından ilham alan bu robot kolları üretiyoruz. Aradaki fark, robot kolların daha hızlı ve güçlü olması. Ama robotlar, insanların sadece daha iyi bir sürümünden çok daha fazlası olabilir” diyor.
GE’den Roland Menassa, “Genellikle robotlar insanlara korkutucu gelir. Ama insanlar bu yeni işbirlikçi robotlara bayılıyorlar çünkü onlara yakın olabiliyorlar. Böylece robot, işçinin alet kutusundaki bir başka araç haline geliyor” diyor.
Nieves ve diğer mühendislere göre gelişme için hâlâ çok fazla fırsat var. Bugünün robotlarının çoğu belli bir eylem setini tamamlamak, başka bir deyişle kısıtlı bir görev için programlanmıştır. Bu robotlara yeni bir şey yaptırmak için bir uzmanın onları yeniden programlaması gerekir ki bu da oldukça fazla zaman alır. Bu robotlar, güçlü ve hızlı olmalarına rağmen, çevrelerindeki dünyaya çoğunlukla kördürler ve bu da yakınlarında çalışan insanlar için potansiyel bir tehlike oldukları anlamına gelir. O yüzdendir ki, bu robotlar çoğunlukla kocaman civatalarla yere sabitlenirler. Uzmanlara göre geleceğin robotları, kaslarının yanında beyinlerini de kullanmak zorunda.
Yapay zekadaki gelişmeler ve güçlü işlemci ve sensörlerin hem maliyetlerinin düşmesi hem de boyutlarının küçülmesiyle robot yeteneklerinin gelişimi için yeni ufuklar açılıyor. GE’nin İleri İmalat ve Yazılım Teknolojileri Merkezi’nin lideri Roland Menassa’ya göre ilk devrim 2011’de ilk ticari işbirlikçi robot olan Baxter’in çalışmaya başlamasıyla gerçekleşti. Baxter, sallanan kolları beklenmedik bir şey çarptığı anda hareketlerini durduran ve arkadaş canlısı bir yüz ifadesi olan bir makine. Ayrıca, Baxter’ı yeniden programlamak için bir uzmana gerek yok. Herhangi bir çalışan Baxter’a ne yapması gerektiğini, kollarını gerekli şekilde hareket ettirerek öğretebiliyor.
GE Global Research, çeşitli endüstriyel görevler üzerinde birlikte çalışmak için birçok robot ekibi kuruyor. Burada iki robot, saha denetimlerini gerçekleştirmek için birlikte çalışıyor.
Şu anda NASA’nın Uluslararası Uzay İstasyonu’nda düğmelere basan Robonaut isimli robotun geliştirilmesinde görev alan Menassa, Baxter gibi robotların yeni ve robotik bir geleceğe öncülük ettiğini düşünüyor. Manessa’ya göre “Robotlar genellikle insanlara korkutucu gelir. Ama insanlar bu yeni işbirlikçi robotlara bayılıyorlar çünkü onlara yakın olabiliyorlar. Böylece robot, işçinin alet kutusundaki bir başka araç haline geliyor.”
Rethink Robotics Pazarlama Müdürü Jim Lawton, “Eğer ilerlemek istiyorsak, otomasyonla ilgili sorduğumuz soruları değiştirmeliyiz. Robotları zincirlerinden kurtarmalıyız” diyor.
Ne dersiniz? Siz de akıllı ve öğrenebilen işbirlikçi bir robotla dirsek dirseğe çalışmak ister miydiniz?