Skip to main content
×

GE.com has been updated to serve our three go-forward companies.

Please visit these standalone sites for more information

GE Aerospace | GE Vernova | GE HealthCare 

Yeni Bir Hücre Tedavisi Platformu, Üretim Kapasitesini Yükselterek Daha Fazla Hastaya Ulaşabilir Mi?

May 17, 2018

Hücre tedavisinde üretim, şimdiye kadar karmaşık, zorlu ve maliyetli bir süreç oldu; fakat yeni bir üretim platformu çözümü, bu durumu değiştirmeyi hedefliyor.

Ağustos 2016’da doktorlar, 33 yaşındaki Nicole Gulartenin en fazla üç ya da dört hafta yaşayabileceğini söylediler. Tedavi edilmezse ölümcül bir hastalık olabilen Akut lenfoblastik lösemisi (ALL), son on yıl içerisinde yedi kez nüksetmişti. ALL, kemik iliğinin çok sayıda olgunlaşmamış beyaz kan hücresi üretmesine neden olan ve çok hızlı ilerleyen bir kan kanseri türü olup, vücudun diğer kısımlarına da yayılabilir. Nicole ise tüm tedavi seçeneklerine başvurmuştu, biri hariç: “CAR T.”

“CAR T hücre tedavisi” olarak bilinen deneysel tedavi modeli, onun son umuduydu. Bu hücre tedavisinde, hastadan alınan immün hücreler (T hücreleri), kanserli hücreleri tespit edip yok etmek amacıyla dikkatle yeniden tasarlanacakları ve programlanacakları bir üretim tesisine gönderilir. Burada yeniden programlanan T hücreleri, daha sonra hastanın tedavi gördüğü merkeze gönderilerek kanserli hücrelerin yok edilmesi için hastanın kan dolaşımına enjekte edilir.

Nicole, CAR T hücre tedavisini 4 Ekim 2016’da tamamladı. Beş gün sonra, kanseri yendiği duyuruldu.

Genelde, Nicole gibi nükseden ve refrakter ALL hastalarının yalnızca %10’undan azı beş yıl hayatta kalabilir.1] Nicole‘un hikayesi her hasta için çok tipik olmayabilir; ancak birinci sınıf bu hücre tedavisi, sınırlı tedavi seçeneği bulunan ve geçmişte olumsuz sonuçlarla karşılaşan ALL hastalarında %83’lük toplam gerileme oranı gösterdi.[2]

Üretimden yeni tıbbi keşiflere

Tıbbi araştırmacılar her gün, Nicole gibi daha fazla hasta için kişiselleştirilmiş tıp uygulamalarını gerçeğe dönüştürmeye çalışarak, heyecan verici keşiflere imza atıyor. Ancak bu, ilaç üretmekten daha fazlasını gerektiren karmaşık bir süreç.
Hücre tedavisi araştırmalarındaki her yeni keşif, henüz sadece bir başlangıç. Bunların devamında ise tedavileri oluşturmak için arka planda karmaşık, zorlu ve maliyetli  bir üretim süreci yaşanıyor. Araştırmacılar ve klinisyenler, hayat kurtaran bu tedaviyi dünyada daha çok hastaya nasıl ulaştıracakları sorusuna cevap arıyor. Asıl çözüm bulunması gereken konu, bu süreçlerin klinik deneylere yönelik küçük laboratuvarlardan, endüstriyel çapta üretim için optimize edilmiş tesislere taşınabilmesi. Böylece, tıbbın geleceği de yeniden şekillendirilebilecek.
Hücre tedavisinde yeni bir üretim platformuyla, bu zorlukların artık üstesinden gelinebilir ve milyonlarca hastanın kişiye özel tıbba ulaşması mümkün olabilir.

GE Sağlık’ın hücre tedavisine yönelik Kurumsal Çözümleri; FlexFactory™, KUBio™ ve Fast Trak™ gibi her biri hücre tedavisi alanı için özel olarak tasarlanmış, entegre hizmetler içeren, ölçeklenebilir, tam kapsamlı hücre tedavisi ve üretim platformudur.

FlexFactory yeni veya mevcut tesislere kurulabilen teknolojilerden oluşan, cGMP ile uyumlu bir üretim platformudur. KUBio ise, FlexFactory biyolojik üretim hattının kurularak KUBio’nun kalbini oluşturduğu; sıfırdan yapılmış ve tamamen prefabrike olan modüler bir tesistir. Fast Trak ise, üretim akışlarının basitleştirilmesine, entegrasyonuna ve otomasyonuna imkan tanıyan proses geliştirme hizmetlerini içerir. Bu çözümler eşliğinde sağlanan eğitimler, GMP prosedürleri kapsamında hücre tedavisi süreçleri ile hücre üretimine yönelik sınıf ve laboratuvar ortamında gerçekleşen derslerden oluşur.

Kanser immünoterapileri alanında klinik taraftaki lider bir biyofarmasötik şirketi olan Cellular Biomedicine Group Inc(CBMG), Şangay’daki tesisinin bir bölümünü GE Sağlık’ın FlexFactory platformuyla yapılandırma planını duyurdu. Platform, şirketin hücre tedavisiyle ilgili yürüttüğü klinik deneyler ve ticari lansman için üretim süreçlerini hızlandıracak şekilde dizayn edilecek.

Bir laboratuvarı baştan sona optimize ve endüstriyel ölçekli üretime hazır hale getirme süreci, bir hücre tedavisi üreticisinin genellikle 18 ayına mal oluyor. FlexFactory, bu süreyi %50’ye kadar azaltarak, bir şirketin dokuz ay daha kısa bir sürede üretime geçmesine, nihayetinde piyasaya çıkma süresini hızlandırmasına ve klinisyenlerin hastalara daha kısa sürede bir tedavi sunmasına imkan tanıyabilir. GE’nin FlexFactory çözümünü hücre tedavisi için kuracak ilk şirket olan CBMG, FlexFactory’nin 2018’in sonuna kadar CBMG-GE Hücre Tedavisi Ortak Laboratuvarı’nda verimli bir şekilde hayata geçeceğini öngörüyor.

CBMG CEO’su Tony (Bizuo) Liu bunu; “Bu, CAR T alanında bir üretkenlik devrimi. GE Sağlık ve CBMG’nin oluşturduğu bu yarı otomatik ve standart CAR T üretim özelliklerinden oluşan yeni nesil çözüm, hücre tedavisinin genel onkoloji hastaları için en iyi platform ve fırsat olmasını sağlayabilir.” diyerek açıklıyor ve açıklamasını şu şekilde tamamlıyor: “GE ile aramızdaki bu uzun vadeli işbirliği, toplam maliyetlerin azaltılması ve tedavilerin hastalara daha etkili bir şekilde sunulması için dijital teknolojiden, yarı otomasyondan ve analizlerden yararlanmamızı sağlayabilir.”

GE Sağlık Yaşam Bilimleri Hücre Tedavisi Kurumsal Çözümleri Teknik Lideri Shannon Eaker (PhD) ise şunları aktarıyor: “Birçok kişi, hücre tedavisi sürecini otomotiv sektörüne benzetiyor. Eskiden tek bir araba üretmek çok uzun süreler alırdı. Şimdi ise sektör, bu tedaviyi kitlelere ulaştırarak tedavi edilen hastaların sayısını arttırmaya ve maliyetleri azaltmaya hazırlanıyor. Ekipmanı sağlıyoruz, üretim süreçlerini geliştiriyoruz, personeli eğitiyoruz; süreçleri otomatikleştiriyoruz ve hazır olduklarında anahtarları müşteriye teslim ediyoruz.”

CCRM Başkanı ve CEO’su Michael May şunları söylüyor: “GE Sağlık’ın yeni FlexFactory çözümü, hücre tedavisi sektörü için heyecan verici bir yenilik. CCRM, Gelişmiş Terapötik Hücre Teknolojileri Merkezi, yani CATCT ile bu alanda birlikte bir rol oynamaktan gurur duyuyor. Toronto’da bulunan CATCT, hücre üretim sürecinin endüstrileştirilmesi, etkinliğin artırılması ve üretim maliyetinin azaltılması için çözümler üretiyor. Sektör ancak bu şekilde ilerleyerek geniş kitlelere erişebilir ve daha ekonomik tedaviler geliştirebilir.”

 

“GE Sağlık’ın kurumsal çözümleri, araştırmacıların laboratuvarın günlük yönetimi veya hücrelerin büyütülmesi gibi konulara odaklanmadan bilime odaklanmalarını sağlıyor.” diye devam ediyor. “GE’nin desteği sayesinde, tekrar elde edilebilir bir üretim süreci ve güvenli bir ürün elde etmeye imkan tanıyan dayanıklı bir sisteme sahip olacaklarını biliyorlar. Nihayetinde de ana amaç, hastalara güvenli tedaviler sunabilmek.”

Yüksek Akım Gezisi

“Hücre tedavisi için kurumsal çözümler, biyoproses alanında yaptıklarımıza çok benziyor; çalışanları, ekipmanları ve süreçleri bir araya getiriyor, otomasyonunu sağlıyor ve en sonunda ilaçların piyasaya sunulmasına imkan tanıyacak hizmetler geliştiriyoruz.” diyor Donati. “Artık hücre tedavisi laboratuvarı yöneticileri sarf malzemelerinden kuruluma, kalifikasyondan dokümantasyona kadar ihtiyaç duyacakları birbirinden farklı ekipmanı ve proses tasarımını düşünmek zorunda kalmayacak. GE’de ise tek bir kişi ile irtibat kuracaklar. Bu da öngörülemeyen olayları, riskleri ve maliyetleri azaltabilecek.”

Hücre tedavisinde bu yeni iş akışı çözümü, laboratuvarların dünya çapındaki farklı lokasyonlarda ölçek büyütebilmelerine imkan tanıyacak. Donati’nin biyoproses sektöründe gördüğü, laboratuvarları dünyanın farklı bölgelerinde çoğaltma kabiliyeti açısından “kopyala ve yapıştır” etkisi diye adlandırdığı bir şey bu.

“Rekabet yoğun. Bu yüzden yüksek kalite standartlarında daha hızlı üretim yapmak gerekiyor. Bir şirket ilk FlexFactory çözümünü satın aldıktan sonra özünde aynı olan platformu dünyanın bir diğer ucunda kopyalayıp yapıştırabilir.” diye devam ediyor Donati.

Hücre tedavisi piyasasına özel

GE Sağlık Yaşam Bilimleri’nde hücre tedavisi kurumsal çözümlerinden sorumlu iş geliştirme lideri Ryan Gallagher, hücre tedavisi piyasası için iki temel fark olduğunu söylüyor. İlki, sürecin devamlı takibi; ikincisi ise eğitim odaklılık.

“Hücre örneğinin, üretim odasında bile takibi kritik. Süreçteki herhangi bir sapma, söz konusu tedavinin son aşamaya ulaşamamasına neden olabilir.” diyor Gallagher.

Eaker ise, hücre tedavisi ekibinin, biyoproses piyasasında sunulan Fast Trak eğitim programından yararlanmasını sağlayan personel eğitiminin nasıl ikinci temel fark olduğunu belirtiyor.

“Hücre tedavisi hala nispeten yeni bir alan olduğu için binlerce hastayı CAR T hücre tedavisi deneyleri için tedaviye alabilecek vasıflı teknik mühendis ve teknisyen sayısı bugün yeterli değil. Bir tesis kurabilirsiniz, ama bu tesisi dolduracak personele de ihtiyacınız var.” diyor Eaker.

Büyük riskler, büyük kazanımlar

Hücre tedavisi alanındaki araştırmalar genelde hastanın hücrelerinin alındığı, genetik olarak değiştirildiği, bir hastalığa özgüllüğünü güçlendirecek şekilde kültürlendiği ve ardından hastalıkla savaşmak üzere aynı hastanın vücuduna yeniden enjekte edildiği otolog T hücre tedavilerine odaklanır. Bu, kanser ve immünoterapide heyecan verici bir ilerleme olsa da üretim sürecindeki karmaşıklıklar nedeniyle risklidir.

“Hastalığın durumuna bağlı olarak, otolog T hücre tedavilerini işlemek için yalnızca tek bir şans olabilir. Bir hata yaparsanız, o hasta için ikinci bir şans yoktur.” diyor Gallagher. “Söz konusu olan, bir hastanın hayatı ve hücre örneğinin en yüksek başarı ihtimaline sahip olmasını nasıl sağlayacağınız. Herkesin ilk ve en büyük endişesi bu.”

Yüksek Akım Gezisi

Hücre tedavisindeki bu baştan sona çözüm, üretim kapasitesi ve laboratuvarların tutarlı, yüksek kalitede ilaç üretmesine yardımcı olan hizmetler sunarak risklerin ele alınmasını sağlıyor. Araştırmacılar günümüzün hastalıkları ile geleceğin tedavileri arasındaki mesafeyi kısaltmaya devam etmeyi umuyor.

“Her şey güvenli bir tedaviyi hastaya sunabilmekten ibaret,” diyor Huls. “Bu baştan sona üretim çözümü yalnızca bir üretim laboratuvarını işletmenin getirdiği baskıları azaltmayı değil; ayrıca hasta için klinik olarak güvenli ve etkili bir tedavi sunulmasına yardımcı olmayı amaçlıyor.”