Rüzgâr enerjisinin elektrik enerjisine dönüştürülmesi, günümüzün en çevreci sürdürülebilir enerji yöntemlerinden biri. Türkiye ise bu konuda oldukça şanslı çünkü yapılan araştırmalar Türkiye’nin 48 GW rüzgâr enerjisi potansiyeli olduğunu gösteriyor. Bugün Türkiye’de rüzgâr enerjisinden elektrik üretiminde gelinen nokta ise henüz sadece 4.2 GW yani kurulu enerji üretimimizin %5,6’sı. Ancak bu alandaki yatırımlar, teşvikler hızla devam ediyor ve her geçen gün Türkiye’nin sürdürülebilir enerji kazanımı yükseliyor.
GE, Türkiye’de birçok rüzgâr sahasında türbinleri ve servis ekibi ile Türkiye’nin sürdürülebilir enerji üretimini artırıyor. GE Servis Türkiye ekibi bu nedenle 23 ayrı rüzgâr sahasında, 250 rüzgâr türbinine 50’ye yakın lokal bir mühendis ve teknisyen ekibiyle oldukça üst düzey bir bakım hizmeti sağlıyor. GÜRİŞ’in Dinar projesine dahil edilen ve kurulumları tamamlanan 31 adet GE 2.75-120 rüzgâr türbini ise bu rüzgâr sahasının üretim gücünün 200MW’a ulaşması konusunda yenilikçi dijital çözümlerle hizmet verecek. 31 adet türbin sahaya 82 MW ek üretim gücü sağlayacak.
Bütün endüstrileri köklü bir değişime zorlayan ve her endüstride ciddi bir verimlilik artışı sağlayan Dijital Sanayi, enerji alanında da sınırların zorlanmasını sağlıyor. GE türbinleri için geliştirilen APM (Varlık Performansı Yönetimi) ile sahanın 36 saat içindeki üretimi çok az yanılma payı ile tahmin edebiliyor. Bu da yatırımcılara gün içi piyasasında ticaret imkânı sağlıyor, tüm sahaları bir bütün halinde merkez ofislerinden online izleme olanağı sunuyor. Bunun yanı sıra Dijital Rüzgâr Çiftliği çözümleri, enerji verimliliğini %10 artırma ve rüzgâr çiftliği yönetimi maliyetlerini %10-15 azaltma gibi sonuçlar sağlıyor.

Sürdürülebilir enerji yatırımları Türkiye’nin geleceği için oldukça önemli bir yer tutuyor çünkü yapılan her yatırım daha az doğal gaz satın alması demek oluyor. Bu da cari açığın kapatılması için oldukça önemli bir adım. Dijital Sanayi ise yapılan yatırımların amacına ulaşmasını hızlandırıyor. Dijital Sanayi uygulamaları ve GE teknolojileri ile gelen verimlilik artışı ve düşen bakım maliyetleri, yatırımların amortisman sürelerini her geçen gün düşürüyor.