Skip to main content
×

GE.com has been updated to serve our three go-forward companies.

Please visit these standalone sites for more information

GE Aerospace | GE Vernova | GE HealthCare 

Özel Kurye: Drone ile Adrese Teslim Organ Nakli

May 16, 2019

Geçtiğimiz haftalarda Baltimore semalarında, tıp ve havacılık alanında bir dönüm noktası yaşandı. Dünyada ilk defa bir nakil organı, drone aracılığıyla transfer edildi. Maryland Üniversitesi, bir GE Havacılık birimi olan AiRXOS‘un yardımıyla, bir insan böbreğini Baltimore’daki St. Agnes Hastanesi’nden alarak üniversitenin 4.3 km uzaklıkta bulunan tıp merkezine kadar başarıyla teslim etti. 19 Nisan Cuma günü saat 12.30’da gerçekleşen 10 dakikalık uçuş, 44 yaşındaki Trina Glispy’nin sabah saat 5.00 civarında böbreğini almasıyla sonuçlandı.

Uçuş, Baltimore Maryland Üniversitesi Tıp Fakültesi’ndeki nakil doktorlarının ve araştırmacıların; yine Maryland Üniversitesindeki havacılık ve mühendislik uzmanlarının ve Maryland Living Legacy Vakfı’ndaki ortak çalışanların iş birliğiyle gerçekleşti.

Havacılık ve tıp uzmanları, Maryland’deki ekip gibi, bu drone uçuşlarını ülkenin organ dağıtım sistemine olan güvenini artırmak için önemli bir basamak olarak görüyor. GE Havacılık‘ın, ticari drone altyapısının yanı sıra destek hizmetlerini geliştiren ve sunan departmanı AiRXOS’un CEO’su Ken Stewart, uçsuz bucaksız tıp alanında, drone’ların ciddi olarak değerlendirilebileceği birkaç kategori olduğunu belirtiyor. Stewert’a göre bu alanlardan biri ilaç dağıtımı, diğeri de geçtiğimiz haftalarda gerçekleşen nakil organ teslimatı. Bu uçuş, insansız uçak sistemlerinin bağışlanan organlara erişimin genişlemesine ve nakil ihtiyacı olan insanlar için sonuçların iyileştirilmesine yardımcı olabileceğini gösteriyor. Bu klinik dönüm noktası, nelerin mümkün olabileceğine dair çok açık bir işaret.

14 Test Uçuşu Yapıldı

Aslında organ dağıtımı bir süredir gerçekleşmesi beklenen bir durumdu. Geçen yıl Maryland yetkilileri, nakil için uygun olmayan bir insan böbreği ile 14 adet test drone uçuşu yaptı. Bu test uçuşları, sıcaklık dalgalanmaları ve paketleme performansı gibi faktörler de dâhil olmak üzere, uçan organların koşullarını gözden geçirmeye yardımcı oldu. St Mary’s County’deki üniversitenin insansız hava sistemi test alanındaki araştırmacılar, proje için özel olarak sekiz rotorlu bir uçak üretti ve AiRXOS‘tan uçuşun takibini ve iletişimini denetlemesini istedi. AiRXOS, bu işlemler için İnsansız Hava Aracı (İHA) trafik yönetim işlemlerini ve hizmetlerini sağlayan dijital ekosistemi Hava Hareketliliği Platformu‘nu kullandı. Bu platform insansız hava trafiğinin hacmini, yoğunluğunu ve çeşitliliğini kontrol ediyor. Drone’ların uçaklar ve helikopterler gibi “geleneksel” hava araçlarıyla güvenli şekilde bir arada olmasını sağlamak için tüm bu veriler Federal Havacılık Kurumu (FAA) uyumlu bir çerçevede koordine edildi ve birleştirildi.

Yukarıda: Baltimore Maryland Üniversitesi Tıp Fakültesindeki nakil doktorları ve araştırmacıları ile yine Maryland Üniversitesindeki havacılık ve mühendislik uzmanlarının ve Maryland Living Legacy Vakfı’ndaki ortak çalışanların iş birliğiyle uçuş gerçekleşti.

Üstte: Ortaklar, drone’un beline bağlı özel bir organ nakil çantası içindeki böbreği, Baltimore’s St. Agnes Hastanesinden Maryland Üniversitesi’nin 4,3 km uzaklıktaki Maryland Üniversitesi tıp merkezine başarılı bir şekilde teslim ettiler.

Organ naklinde bir eşleşme bulmanın yanı sıra, organların donörlerden alıcılara zamanında teslim edilmesi de oldukça çok önemli bir bağlantı. Çünkü burada yaşanacak gecikmeler hastaların hayatını etkileyecek türden. Bir yıllık teslimatın değerine ilişkin bir raporda, Birleşik Organ Paylaşımı Ağı 2 bin 445 organ teslimatının yaklaşık %1,2’sinin başarısız olduğunu, yani organların varış yerlerine ulaşmadığını veya ancak “nakli için kabul edilemez olacak kadar önemli bir gecikmeyle” ulaştığını söyledi. 28 başarısız teslimatta nakledilen toplam 36 organın 30’u, yani %83’ü kullanılamaz duruma geldi.

Birçok “ilk”i bünyesinde barındırıyor

Teslimatların %5’i, ticari havacılık hava koşulları gecikmeleri, nakliye iptali ve teslimat sürücüsü hatası gibi faktörler nedeniyle 2 ila 12 saat arasında gecikti. Ayrıca, hâlihazırda kullanılan mevcut ulaştırma yöntemleri, hem organ bağışları hem de organ nakilleri için coğrafi olarak zor ya da erişimi sınırlı bölgeleri de olması gerektiği kadar kapsamıyor.

Drone’lar, 122 metrenin altında, kullanılmayan hava sahasının farklı bir bölümünde uçuyor. Bu, henüz kullanılmamış oldukça fazla kapasitesi olan alternatif bir ulaşım yöntemi. Az kullanılan bu hava sahası, hem kırsal hem de kentsel alanlarda organ nakli veya ilaç dağıtımı gibi uygulamalar için bir fırsat doğurabilir. Teknoloji her ne kadar önemli olsa da, işin esas noktası insan yaşamını geliştirmek.

Baltimore’da gerçekleşen bu tıbbi uçuş; yaşayan bir insan organını korumak ve görüntülemek için özel olarak tasarlanmış, yüksek teknoloji ürünü teçhizatlar da dâhil olmak üzere birçok teknolojik “ilk”i bünyesinde barındırıyor. Ekibe göre; olası bir bileşen arızası durumunda bile, sürekli olarak güvenilir performans sağlamak için özel olarak üretilmiş İHA sistemi, bunları kontrol etmek için kullanılan kablosuz ağ, drone’un durumunu takip etmek ve yer ekibi için birden fazla lokasyonda sağlanan iletişim; İHA ve organ nakil standartlarından en iyi uygulamaları birleştiren hava işletim sistemleri bu yeniliklerden birkaçı. Kısacası, ortaklar yine de FAA düzenlemelerine uygun olan; ancak organın, kameraların ve takip, iletişim ve güvenlik sistemlerinin ek ağırlığını taşıyabilecek yeni bir sistem oluşturmak zorundalardı. Ayrıca, sistemi daha uzun bir mesafeyi kat edecek şekilde tasarladılar ve daha dayanıklı olacak şekilde donattılar.

Baltimore hastaneleri arasında düzenli drone teslimatı için bir prosedür bulunmamakla birlikte; bu uçuş, ticari İHA trafik sistemlerinin gelişimini ve pilotun görüş alanının ötesinde veya insanların üzerinde uçmak gibi ileri seviye operasyonları geliştirmeye yardımcı olacak çığır açan bir başarı. AiRXOS; standartların geliştirilmesi, teknolojilerin test edilmesi, insansız trafik yönetim sistemlerinin oluşturulması ve uçuş operasyonlarının gerçekleştirilmesi gibi konularda, insansız hava aracı endüstrisinin tanımlanmasına yardımcı olan NASA ve FAA programları üzerinde ortak çalışmalar yürütüyor.