Dijitalleşmenin bütün endüstrileri dönüştürdüğü bu yeni dönemde GE Türkiye olarak, yerel endüstrilerin de küresel verimlilik yükselişinden pay almasını amaç edindik. Endüstrilerdeki dijitalleşme örnekleri, farklı pazarlarda üretim modellerini temelden değiştirirken, Türkiye’nin de rekabet gücünü artırabilmesi için bu değişimi aynı hızda yakalaması gerektiğine inanıyorum. Bu nedenle GE Türkiye Teknoloji Merkezi’nde (TTC) yaklaşık 420 kişilik ekibimiz ile yenilikçi teknolojiler üzerinde çalışıyor, araştırma-geliştirme faaliyetleri sürdürüyoruz. Bugün odaklandığımız en önemli konulardan biri ise Katmanlı İmalat. Türkiye Teknoloji Merkezi, GE’nin Katmanlı İmalat teknolojileri konusunda uzmanlaşmış, dünyadaki 11 merkezinden biri.

Katmanlı İmalat gibi yeni teknolojilere önem vermemizin, yatırım yapmamızın arkasında yatan temel neden, 125 yıldır start-up ruhunu koruyor olmamızdan geliyor. Bu teknoloji gerçek bir devrim ve inovasyonu merkezine alan, kültürünün bir parçası haline getiren her şirket bu dönüşümün getireceği yeni üretim dalgasını hissedebiliyor.
Katmanlı İmalat’ın temelini oluşturan 3D üretim yöntemleri, “Maker Hareketi” ile daha fazla duyulmaya başlandı. Prototip üretimini kolaylaştırması o kadar önemli bir özellikti ki hemen girişimcilerin dikkatini çekti. Ancak bugüne kadar bir soru halen kafa karıştırıyordu: “Acaba bu teknolojiyi endüstriyel üretimde kullanmak mümkün mü?”…
Katmanlı İmalat teknolojileri sayesinde daha önce üretimi mümkün olmayan geometrik şekiller artık yekpare olarak üretilebiliyor. Üstelik daha hafif, daha dayanıklı ve daha az maliyetli oluyorlar. GE’nin havacılık endüstrisinde hayata geçirdiği bir çözümüne bakabiliriz. Konvansiyonel yöntemlerle birçok alt parçadan oluşan LEAP motorunun yakıt püskürtücüsü artık 20 yerine 1 parçadan üretilebiliyor. Böylece parçanın ağırlığı %25 oranında düşüyor ve yakıt tasarrufu sağlayarak endüstrinin karbon ayak izini küçültüyor. Parçanın dayanıklılığının eskisine göre dört kat artması ise bakım aralıklarının uzamasını ve bakım maliyetlerinin düşmesini sağlıyor.
GE olarak aslında Katmanlı İmalat konusunda yıllardır araştırma geliştirme faaliyetleri sürdürüyoruz. Bu çalışmaların sonuçlarını ise önce kendi teknolojilerimize yansıtıyor, daha sonra ise müşterilerimize sunuyoruz. Hatta yeni bir iş kolu haline bile getiriyoruz. Bu duruma bir örnek vermek gerekirse, sensörler sayesinde veri toplayan ve verimliliği artıran rüzgâr türbinleri, bu veriyi işleyecek Predix platformunun oluşumuna zemin hazırladı. Predix ve dijitalleşme ise GE içerisinde öyle yoğun bir alan haline geldi ki GE Dijital kısa süre içerisinde yepyeni bir iş kolu olarak karşımıza çıktı. Şimdi bu süreç, Katmanlı İmalat için de benzer şekilde ilerliyor.

GE bir süredir Katmanlı İmalat teknolojilerini; havacılık iş kolunda, gaz türbinleri ya da jet motorlarında kullanılmak üzere geliştiriyordu. 2016 yılında ise GE, katmanlı imalat alanında faaliyet gösteren Arcam ve Concept Laser şirketlerini satın aldı ve bu pazarın %20’sinin hakimiyeti ertesi gün GE’ye geçti. Bu çok da şaşırılacak bir şey değil çünkü bakıldığında zaten GE, global araştırma merkezlerinde bu alana 500 milyon dolarlık yatırım gerçekleştirmişti bile… Şimdi Katmanlı İmalat Teknolojileri, ‘GE Additive’ adıyla yepyeni bir iş kolu olarak doğuyor. Bu iş kolu, endüstriyel katmanlı imalat makinaları sağlayacak, bununla ilgili mühendislik danışmanlığı sunacak ve yerel inovasyon için gerekli bilgiyi sağlayacak.
Uzun vadede yeni iş kolumuzun potansiyel pazarının 75 milyar dolar civarında olduğunu öngörüyoruz. 2020’ye kadar bu iş kolunda 1 milyar dolarlık bir alan açmayı hedefliyoruz. Bu da katmanlı imalat yapan 10.000 makineyi pazara sunmak anlamına geliyor ki bunun %10’u zaten GE tarafından farklı iş kolları için satın alınıp kullanılacak.

Bu teknolojilerin Türkiye’de kullanımı ve bunun Türkiye için ortaya çıkaracağı kazanç bizi çok heyecanlandırıyor çünkü Türkiye’nin bu konuda önemli iki avantajı var: Birincisi, Türkiye’de üretim yapan endüstrilerin, bu teknolojiyi kullanarak kapasitelerini ve verimliliklerini artırmaya uygun endüstriler olması. İkincisi ise Türkiye Teknoloji Merkezi’nin katmanlı imalat teknolojisine oldukça hâkim olması ve endüstrilerin ihtiyaç duyacağı bilgi ve tecrübeye sahip olması. GE’nin en yeni motorlarında kullanılmak üzere, katmanlı imalata yönelik parça tasarımları, süreçleri ve onarımlarını geliştiren bu merkezimiz, yetkinliklerini her geçen gün daha da arttırıyor.
Umuyoruz ki Türkiye, üretimine bu yenilikçi teknolojileri yansıtarak ekonomik gücünü ve pazar rekabetini artıracak…
Sizce üretimin geleceği nasıl olacak? Yorumlarınızı bekliyorum.
Bir sonraki yazımda görüşmek dileğiyle…
Canan Özsoy