Geçtiğimiz Aralık ayında bazı ABD Hava Kuvvetleri mensupları, ter dökmelerini gerektirecek bir görev için gönüllü oldular. Ohio‘daki Hava Kuvvetleri Araştırma Laboratuvarı‘nda, ekstra antrenman süreleri sırasında gönüllülerin sırtlarına ter toplayan yapışkan bantlar yerleştirdi. Bantlardaki sensörlerin özelliği ise gönüllülerin salgıladığı terdeki belirli seviyedeki elektrolitleri tespit edebilmesi. Ayrıca bant, verilerin, bir dizüstü bilgisayar uygulamasına kablosuz olarak gönderilmesine de imkân sağlıyor.
GE Küresel Araştırma Merkezi’ndeki GE mühendisleri ve Nano-Bio Manufacturing Consortium (NBMC),NextFlex, Hava Kuvvetleri Araştırma Laboratuvarı (AFRL), New York Eyalet Üniversitesi, Binghamton ve New York Eyaleti Empire State Development şubesi ile iş birliği içerisinde bu bant geliştiriliyor. GE Malzeme Bilimcisi Azar Alizadeh; “Dehidratasyon ile ilişkili olan elektrolit dengesini, yani sodyum ve potasyum seviyelerini ölçebiliyoruz. İtfaiyeciler, madenciler veya profesyonel atletler gibi sıcak veya yüksek stresli ortamlarda çalışanlar için bu çok önemli olabilir.” diyor. Bu araştırma yakın zamanda Kraliyet Bilimler Akademisi Kimya Topluluğu’nun Lab on a Chip dergisinde yayınlandı.
Avuç içinize sığabilecek, tek kullanımlık kablosuz bant, tıbbi bantlarda veya yara pansumanlarında kullanılan malzemelerden üretiliyor ve iki temel unsurdan oluşuyorr; Mikroakışkan teknolojisi ve bir sensör. GE mühendisleri başlarda mikroakışkan teknolojisini, jet motorlarından çıkan doğal hava akışını yönlendirerek verimi ve performansı optimize etmek için kullanıyordu. Benzer şekilde Alizadeh, terin içerisinde sensör bulunan bir oluğa akmasına imkân veren küçük yolları ve valfleri bulunan bir bant tasarladı.
Alizadeh, bu sürecin teknik kısmını şu şekilde yorumluyor: “Ölçüm bölgesindeki sensör, sodyum veya potasyum seviyelerini tespit ederek bir elektrik sinyali üretilmesini sağlıyor. Bu sinyal Bluetooth üzerinden bilgisayara iletiliyor. Şimdilik bandın kablosuz menzili yaklaşık 9 metre. Bandı takan kişi dehidratasyona uğradığında, bu elektrolitlerin dengesi bozulacak ve bant programını izleyen kişi değişiklikleri gerçek zamanlı olarak görebilecek.”
Alizadeh, GE Küresel Araştırma Merkezi ekibinin programı mobil uygulamaya dönüştürme aşamasında olduğunu söylüyor. Ekip, çalışmalarını Dublin Şehir Üniversitesi, giyilebilir teknoloji şirketi Shimmer Sensingve bir başka teknoloji şirketi olan UES Inc. ile birlikte yürütüyor. Alizadeh, bandın pazara sürülmesine henüz iki yıl olsa da, ilerleyen zamanlarda kişiye özel hidratasyon referans değerlerini temin edecek şekilde programlanacağını söylüyor. Bant, zamanla kişiye özel farklı elektrolit dengesini ve terleme oranını kavrama yeteneğine de sahip olacak. Kullanıcının bandı taşıma süresi arttıkça algoritma, kullanıcının dehidre olup olmadığını veya ne zaman dehidre olacağını daha iyi öngörebiliyor.
Öz-izleme başlı başına bir programdır. Bununla birlikte cihaz, profesyonel bir atleti dinlendirmesi için bir eğitmeni bilgilendirebilir, iş güvenliği endişesi konusunda bir denetleyiciyi uyarabilir veya tehlikeli boyutta dehidratasyona uğramış bir itfaiyecinin geri çekilmesi için ekibine ihtarda bulunabilir. Susuzluk, daima bir kişinin sağlıklı hidratasyon seviyesinde olmadığını gösteren ilk işaret olmayabilir.
Ayrıca ter bandının temelinde yatan teknolojiler, sağlık hizmetleri alanındaki hasta izleme süreçleri için de faydalı olabilir. ABI Research, 2016’da 8 milyon seviyesinde seyreden ve hem uzak hem de saha içi cihazları kapsayan giyilebilir hasta izleme cihazlarına yönelik pazarın 2021 itibariyle 33 milyona yükseleceğini öngörüyor. Bu cihazların bulunabilirliğinin artmasıyla, sağlık hizmetleri masraflarının birçok yönden ve önemli miktarda azalması bekleniyor.
Örneğin giyilebilir cihazlar, yüksek tansiyon gibi tıbbi vakaları erken tespit ederek hastalara ve doktorlara yardımcı olabilir. Hastaların egzersiz hedeflerini belirlemelerine ve ilerlemelerini takip etmelerine imkân vererek kontrolü ele almalarına teşvik eder ve böylece ileride oluşabilecek daha ciddi sorunların önüne geçer. Ayrıca hastaların muayeneye gelmesine gerek kalmadan, doktorların hastanın yaşamsal bulgularına uzaktan erişmesine imkân tanır. Bir tahmine göre, giyilebilir cihazlar ve dijital uygulamalar sayesinde ABD‘nin önümüzdeki 25 yıl içinde 200 milyar dolar tasarruf sağlayabileceği öne sürülüyor. Alizadeh: “Giyilebilir cihazlar sağlık sisteminin değiştirilmesinde şimdiden önemli etkiler sağlıyor. Bu cihazlar bir paket yara bandı gibi uygun fiyatlara alınabildiğinde, bu etkinin sağlık hizmetinde çığır açacağını düşünüyoruz” dedi.Araştırma ortaklarından NextFlex’in yöneticisi Dr. Malcom Thompson’ın bu faydalı gelişmeye yorumu ise: “Kronik hastalar, askerler, atletler ve kan örneği alınamayacak kadar küçük olup yüksek stres altında olan bebeklerde insan kimyasının non-invaziv yöntemle izlenmesi, tıp biliminde aşılan en önemli bariyer olabilir. Sağlık sektörü için hayat kurtarıcı ve tıbbi masrafları azaltıcı bir etkiye sahip bu önemli dönüm noktasında, iş ortağımız GE‘nin bu sürecin parçası olmasından gurur duyuyoruz.” şeklinde oldu.