Havacılık Endüstrisinin Daha Hızlı Toparlanmasına Yardımcı Olabilecek Uygulama
Havacılık endüstrisi, daha önce de -1970’lerdeki petrol krizi ve 11 Eylül gibi- sarsıntılar yaşadı; ancak hiçbiri COVID-19 salgını kadar hasar vermedi. Son on yıldır artış gösteren yıllık yolcu sayısı, o kadar ciddi bir şekilde düşüş yaşadı ki sanki grafiği çizen kişi uyuyakalmış gibi görünüyor. Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü’nün 5 Haziran tarihli raporuna göre 2020 yılında dünya çapındaki yolcu sayısı 2,3 milyar ila 3,1 milyar arasında – toplam koltuk sayısının %40-%53’ü oranında- bir düşüş yaşayacak. Bu durum ciroda ise 300 – 400 milyar civarında kayıp yaşanmasına neden olacak.
Uçaklar bir kez daha pistte taksi yapmaya hazırlanırken endüstri, yolcuların kendilerini güvende hissetmelerine ve mümkün olan en kısa sürede varış noktalarına ulaşmalarına yardımcı olmak için “blockchain” gibi güçlü yeni teknolojileri kullanıyor.
GE Havacılık tarafından TE-FOOD ile birlikte geliştirilen ve gıda tedarik zincirindeki süreci izlemek için kullanılan, blockchain’den faydalanan yeni bir uygulamayı ele alalım. Uygulama; uçakların, mürettebatın ve yolcuların kalkıştan önce gerekli temizlik kontrollerinin izlenmesine yardımcı olmak için blockchain’i kullanıyor. Microsoft Azure tarafından geliştirilen bu çözüm, şu anda kullanıma açık ve hava yolları, havaalanları ve endüstri grupları uygulamayı kullanarak denemeler yapıyor. GE Havacılık’ın blockchain çözümlerinin genel müdürü David Havera, “GE Havacılık’ın bu iş modeli, GE motorlarıyla uçan hava yollarını kapsıyor.“ diyor. Yolcuların en kısa sürede tekrar uçmalarını sağlamak için ellerinden geleni yaptıklarının altını çiziyor.
Blockchain teknolojisi, yüksek güvenlikli kayıt tutma teknolojisi ile Bitcoin gibi kripto paraların temelinde yatan yapı olarak biliniyor; ancak farklı kullanım alanları da var. Blockchain kullanan şirketler, benzersiz yapı taşlarının birleştirilmesi gibi neredeyse sonsuz sayıda dijital kaydı saklayabiliyor ve izleyebiliyorlar.
Yeni uygulamadaki blockchain, yolcuların ve hava yolu çalışanlarının kişisel bilgilerini ve tıbbi kayıtlarını korumaya yardımcı olmak için şifreleme ve özel anahtarlar kullanıyor. Aynı zamanda, hava yollarının dünya çapında bu bilgileri paylaşmasına izin veriyor.

Kulağa çok zormuş gibi gelse de aslında sağlık sertifikasına erişmek GE’nin on yıllardır edindiği beceriler sayesinde, milyonlarca uçak bileşenini takip etmek ve bakım kayıtlarını güncellemekten pek de farklı değil. Hava yolları ve yolcular da yeni şeyler öğrenmek zorunda kalmayacaklar. Uygulamayı kullananlar için uçuş “check-in” işlemi, mevcut ön sipariş verme prosedürlerinden çok da farklı değil. Daha iyisi, uygulamanın arayüzü ve veritabanı esnek olduğu için test bilimi geliştikçe ve güvenlik protokolleri değiştikçe uygulama da uyarlanabiliyor. GE Havacılık’ın küresel iş ortaklığı başkanı Scott Ridge süreci değiştirmediklerini, sadece dijitalleştirdiklerini söylüyor.
Bir yolcunun gelecek ay uygulamayı kullanan bir hava yoluyla New York’tan Avrupa’ya uçmak istediğini varsayalım. Uygulamayı Android ya da Apple uygulama mağazalarından indirebilir, pasaportunu tarayabilir ve kişisel QR kodunu oluşturabilir. Ardından, talimatları izleyerek tıbbi test sonuçlarını QR kod ile tarayıp uygulama tarafından tavsiye edilen bir doktora göstermesi gerekiyor. (Her hava yolunun farklı güvenlik protokolleri bulunuyor.) Son olarak, bir hava yolu çalışanının yolcuyu uçağa yönlendirmeden önce her şeyin yolunda olduğunu görmek ve biniş işlemini tamamlamak için QR kodunu taraması yeterli oluyor.
Bu sağlık sertifikası girişimi; GE’nin veri ve analiz uzmanlığını, Microsoft Azure’un bulut-bilişim altyapısını ve TE-FOOD’un -2019 yılında Afrika’daki domuz gribini azaltmaya da yardımcı olan- blockchain izlenebilirlik araçlarını birleştiriyor.
Ancak burada daha büyük bir vizyon var. Uygulama; otel zincirlerini, isteğe bağlı araba hizmetlerini ve seyahat ekosistemindeki diğer oyuncuları da kapsıyor ve bu sayede müşterilerin yolculuklarında temas ettikleri nesneleri, otel odalarının televizyon uzaktan kumandasına kadar incelemelerine yardımcı oluyor. Havera, sağlık tanımlarının çok daha geniş olduğunu söylüyor. “Tüm seyahat sürecini riske atacak durumlara karşı alınacak tedbiri, birkaç QR kodu taraması kadar kolaylaştırmak istiyoruz. Hedefimiz, yalnızca havacılık endüstrisinin toparlanmasına yardımcı olmak değil; aynı zamanda otelleri, yolculuk paylaşım hizmetlerini ve bütün seyahat deneyimini yeniden canlandırmak.” diyor.
Ridge, “Eğer bu uygulama başarıya ulaşırsa, tüm endüstrileri gelecekteki herhangi bir salgın dalgasına karşı korumaya yardımcı olabilecek. Şimdilik, hava yolu şirketlerinin hızlı bir çözüme ihtiyaçları var. Bir düzine hava yolu ve bir grup havalimanı ile aktif görüşmeler yapıyoruz. İnsanların tekrar uçakla seyahat etmesini sağlamalıyız.” diyor.