"Çalışma hayatına bakışımı, ailemdeki iki kadın şekillendirdi"

İlk hikâyemiz, 6 yılı aşkın süredir GE Havacılık'ta Kıdemli Tasarım Mühendisi olarak çalışan Özge Kum ile başlıyor. Kum, GE'nin dinamik bir yapıya sahip organizasyonu sayesinde, enerji üretmek için kullanılan gaz türbinlerinden, uçak motoru ve turboshaft-turboprop motorlara kadar birçok alanda mühendislik yapma şansı bulduğunu belirtiyor. Kurum içi sosyal sorumluluk projelerinde de yer aldığınu belirten Kum ekliyor: "Hem mevcut üretime tasarım desteği verilmesi için hem de yeni motor projelerinde ve test aşamasında hareketli türbin parçaları tasarımı üzerine çalıştım. Teknik görevlerimin yanı sıra, GE Women's Network içerisindeki Steerco ve Women in Technology gruplarında aktif görev alıyorum. Her yıl düzenlediğimiz şirket içi zirve ve 8 Mart gibi etkinliklerde ve STEM alanında çalışan kadın sayısını artırmayı hedefleyen "Darüşşafaka Kızları", "Kariyer Günleri" ve "Mentoring" gibi projelerde görev aldım."
GE Türkiye'nin GE Women's Network yani GE Çalışan Kadın Ağı ile düzenlediği organizasyonlarında, STEM; yani bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik alanında çalışan kadınlar, gelecek nesiller için cinsiyet kalıplarından arındırılmış meslek gruplarının varlığı için büyük bir özveriyle çalışılıyor. Özge Kum'un hikâyesine baktığımızda neden bu ağın bir parçası olduğunu görmek zor değil.
Kum, "Erkek işi diye bir kavramın olmadığı bir ailede büyüdüm. Arabanın servis zamanı gelince babam beni gönderirdi sanayiye. Her şeyi kendi başıma yapmam konusunda desteklediler. Teknik ressamlık yapmış olan annem ve mezun olur olmaz tek başına Hakkâri'ye hâkim olarak gitmiş teyzem benim için güzel örneklerdi. Bu yüzden mühendislik seçerken de hiç tereddüt etmedim, kafamda hiçbir ön yargı yoktu." diyor. "Ailenin, çevrenin yaklaşımı gerçekten çok önemli. Şimdi kızımı da her şeyi yapabileceği farkındalığıyla büyütmeye çalışıyorum. GE içerisinde gerçekleştirdiğimiz 8 Mart etkinliği için çalışanların çocuklarına 'Kadından mühendis olur mu?' diye sorduğumuz bir video hazırladık. Benim kızım 'Erkekler bile yapabilir' diye cevapladı."
Özge Kum, ne ailesinde ne de okurken kadın olmanın bir dezavantajını yaşamamasına karşın, iş hayatına atıldığında bunu çok hissettiğini belirtiyor. Mezun olduktan sonra başvurduğu ilk iş için "kadın çalışan almayacağız" şeklinde dönüş aldığını söylüyor. Bu, sadece STEM alanında çalışan kadınların karşılaştığı bir sorun olmaktan ne yazık ki çok uzak bir durum. Ardından 2 yıllık AR-GE tecrübesinden sonra kızının doğduğunu ve bir süre çalışmaya ara verip hem kızını büyütüp hem de yüksek lisansını tamamlamaya karar veren Kum, tekrar iş hayatına dönmek istediğinde ise mülakat aşamalarında yöneltilen soruların ve önyargıların yıpratıcı bir süreç yarattığını söylüyor. "Çocuk çok ufakmış. Mesaiye kalabilir misin? İkinciyi düşünüyormuşsun…" gibi sorular ve bu tarz gerekçelerle kabul edilmediği birçok başvuru olduğunu belirten Kum, "GE Türkiye Teknoloji Merkezi'nde ise tamamen yetkinliklerime odaklanmış bir mülakat süreci ve her konuda desteklendiğim bir çalışma ortamı ile karşılaştım. Oğlum doğduğunda esnek çalışma saati, ek servis gibi birçok uygulama hayatımı çok kolaylaştırdı. Şimdi de GE Women's Network ekibinde çoğunluğu kız olan her yaştan gençleri STEM alanında cesaretlendirmek ve ilham vermek için çalışıyorum." diyor.
"Ailemdeki iki kadın benim çalışma hayatına bakışımı yönlendirdi"
Özge Kum'un hikâyesine de elbette başka hikâyeler yön verdi. Başta kendisinin de söylediği gibi annesinin ve teyzesinin hikâyeleri… Tıpkı, Özge'nin serüveninin daha nicelerine ilham olacağını umduğumuz gibi.
"Ailemdeki iki kadın benim çalışma hayatına bakışımı yönlendirdi." diyor Kum. "Annem başarılı bir teknik ressam olmasına karşın, ben ve kardeşim doğduktan sonra tekrar çalışma hayatına dönememiş. Hep çalışırken ne kadar keyif aldığından bahseder, o günleri özlemle anlatırdı. Teyzem ise mezun olur olmaz Hakkâri'ye hâkim olarak atanmış ve tek başına gitmiş. 70'li yıllar ve şartların daha zor olduğu bir bölge… Kadın bir hâkim geleceğini öğrenen adliye personeli, karşılarında genç bir kız görünce anneniz hâkime hanım nerede diye sormuş. Hep güldüğümüz ve hâkim algısını anlatan bir anekdot olmuştur. Teyzem de çocuk sahibi olmayı tercih etmediği yoğun bir çalışma hayatı geçirdi. Ben de onlardan ilham alarak kendi seçimlerimle, kendi yolumu çizdim. Hem meslek seçimi hem de yapmak istediklerim konusunda büyürken bilinçaltımda kadın olmaktan gelen bir önyargı oluşmadı. Bu benim için büyük bir şanstı. Nitekim ilerleyen zamanlarda annem gibi teknik bir alanda çalışacak, teyzem gibi kızım daha yeni doğmuşken eşimin tayini nedeniyle üç yıl için Mardin'e taşınacaktım."
"Mesleğimin etkisiyle çocuklarım da sorgulayıcı bir bakış açısı kazandı"
11 yaşında bir kızı ve 2 yaşında bir oğlu olan Özge Kum, onlarla aktivite yaparken kendilerini bulmaları, ne sevdiklerini anlamaları için her alana dokunmalarını sağlamaya çalıştığını belirtiyor. "Beraber deney de yapıyoruz, seramik heykel veya spor da. Mesleğimin etkisini ise en çok sordukları soruları cevaplarken hissediyorum. Örneğin oyuncaklardan yaptığımız kule devrildiyse, kendimi ağırlık merkezinin yanlış yerde olduğunu açıklamaya çalışırken buluyorum. 'Olur öyle' deyip geçemiyorum, mantığını açıklamaya çalışıyorum çoğunlukla. Sanırım bunun da etkisiyle her şeyi sorguluyorlar ve mantığını arıyorlar. Zaten benim için mühendislik demek hayata bu bakış açısı ile bakmaktır." diyor.
GE Havacılık'ta Kıdemli Tasarım Mühendisi olarak çalışan Özge Kum'un hikâyesiyle başladığımız serimize, bir sonraki bölümümüzde GE Yenilenebilir Enerji Kara Türbinleri Proje Ekibinin bir üyesi olarak Proje Müdürlüğü görevini yürüten Elif Cansu'nun hikâyesiyle GE Türkiye Blog'da devam edeceğiz.