Skip to main content
×

GE.com has been updated to serve our three go-forward companies.

Please visit these standalone sites for more information

GE Aerospace | GE Vernova | GE HealthCare 

Geleceğin İş Gücü Nasıl Şekillenecek? – V

January 21, 2019

“Geleceğin İş Gücü Nasıl Şekillenecek?” adlı yazı serimizin önceki yazılarında teknolojinin ve dijitalleşmenin; geleceğin mesleklerini nasıl değiştireceğine ve çalışanların sahip olması gereken becerilerde ne tür dönüşümler yaratacağına değinmiştik. Bu bölümde ise dijitalleşmeyle birlikte hangi yeni işlerin ortaya çıktığını ve çalışanların kendilerini geleceğe nasıl hazırlaması gerektiğini inceliyoruz.

Yetenek Açığı ve Çalışma Hayatının Geleceği
 

Deloitte ve The Manufacturing Institute tarafından bu yıl yapılan “Yetenek Açığı ve Çalışma Hayatının Geleceği” isimli araştırmanın sonuçlarına göre; yaygın korkulara rağmen, yeni teknolojilerin ABD ve küresel imalat endüstrisinde daha fazla iş yaratacağı belirtiliyor. İş fırsatlarının 2017 ortasından bu yana çift haneli oranlarda büyüdüğü ve 2001 yılında kaydedilen tarihi zirveye yaklaştığı belirtilen raporda 2018-2028 yılları arasında 2,5 trilyonluk bir potansiyel ekonomik etkiyle 2.4 milyon iş pozisyonunun doldurulamayacağı tahmin ediliyor. Ayrıca çalışma, dijital yetenek, yetenekli üretim ve işletme yöneticileri ile ilgili pozisyonların doldurulmasının önümüzdeki üç yıl içinde üç kat daha zor olabileceğini gösteriyor. 

Yetenek Açığı ve Çalışma Hayatının Geleceği

 

Bugünün ekonomik ortamında, birçok üretici artan talepleri karşılamak için zorlanırken daha da zorlu olanın, gelecekte hangi işlerin nasıl görüneceğini anlama ve bunları gerçekleştirmek için gereken becerilerin neler olacağına dikkat çekilen çalışmada bugünkü işlerin %47’sinin önümüzdeki 10 yıl içerisinde yok olacağı düşünülüyor. Ancak, genel çalışan sayısının artması bekleniyor. Bu da işlerin muhtemelen teknoloji ile aşılanmış diğer becerilere dönüşmesiyle mümkün. Raporda ayrıca insanların daha yüksek verimlilik sağlamak için robotlar ve makinelerle birlikte çalışması gerekebileceği sonucu da öne çıkıyor.

Rapora göre imalat yöneticileri, otomasyon ve ileri teknolojilerin gelişmesi nedeniyle önümüzdeki üç yıl içinde önemli bir artış göstermesi beklenen ilk beş beceri setini şöyle belirliyor:

 Teknoloji 

 Bilgisayar becerileri, dijital beceriler, robotlar 

 Otomasyon için programlama becerileri

 Araç ve teknoloji ile çalışma

 Eleştirel düşünme becerileri 

Endüstri ileriye yönelik daha bilinçli bir yol izlediğinden, Deloitte ve The Manufacturing Institute, üreticilerin daha olumlu bir istihdam geleceği için atabilecekleri birkaç stratejik yaklaşımı ise şöyle belirtiyor:

 Gelişmekte olan iş gücü ekosisteminden yararlanma

– Doldurulmayan insan işlerini desteklemek için otomasyona geçme

– Emekli olmuş çalışan kaynaklarını değerlendirme

– Farklı kuşaklı bir iş gücünü yürüten kurum içi eğitim geliştirme

– Kamu-özel ortaklıkları oluşturma

– Usta – çıraklık programları

“Robotların Yükselişi, Korkmamızı Gerektiren Bir Şey Değildir”
 

Eylül 2017’de Pearson’ın, Nesta ve Oxford Martin School’la birlikte yaptığı bir araştırma olan “Mesleklerin Geleceği: 2030’da İstihdam” başlıklı çalışma da ortaya koydukları ilginç sonuçlarla dikkat çekiyor.

Başlangıç noktası, gelecekte daha fazla talep görmesi muhtemel beceriler ve bilgiler ile bu becerilerin kombinasyonlarının ortaya çıkarması muhtemel meslekleri belirlemek olan bu araştırmada, 2030 yılına kadar hangi iş ve becerilerin yükselişe geçeceği ve hangilerine olan talebin düşeceği tahmin edilmeye çalışıldı.

Robotların Yükselişi, Korkmamızı Gerektiren Bir Şey Değildir

 

İnsan ve makine çalışma modelini destekleyen bu araştırmada, uzman kişilerin küreselleşme, şehirleşme ve demografik değişim gibi otomasyonun ötesine geçen trendler konusundaki incelemeleri, algoritmik makine analizleriyle bir araya getirilerek değişen yeni yetkinlik alanları ortaya konuyor. Sonuç, geleceğe ait çok daha niceliksel ve pozitif bir resim ortaya çıkartıyor. 

Mesleklerin geleceği konusundaki tahminler çoğunlukla otomasyonunun etkilerine odaklanıyor. Küreselleşmeden otomasyona, şehirleşmeden iş gücünün yaşlanmasına kadar iş gücü piyasasını etkileyen tüm kilit eğilimleri değerlendiren araştırma ekibi, küresel trendleri değerlendirirken öngörüde bulunmak amacıyla yedi trend üzerinde çalışmalar yaptı. Bu trendler:

– Teknolojik değişim

 Küreselleşme

– Demografik değişim

– Çevresel sürdürülebilirlik

– Şehirleşme

– Eşitsizliğin artması

– Siyasi belirsizlikler

Pearson İcra Kurulu Başkanı John Fallon, Ekim 2017’de Daily Telegraph ile yaptığı röportajda raporda elde edilen bulguların, robotların işimizi elimizden almadığını gösterdiğini, ancak teknolojinin, ekonomiyi ve iş gücü pazarını değiştirdiğini belirtiyor. Bunun sonucunda, işverenlerin ve çalışanların ihtiyaç duyacakları becerileri yeniden değerlendirmemiz ve bunun için de eğitim sistemimizi güncellememiz gerektiğine dikkat çeken Fallon, robotlar üzerine konulacak herhangi bir verginin, teknolojideki ilerlemeyi yavaşlatabileceğini savunuyor. Fallon bunun yerine, toplumun bir bütün olarak bu teknolojiden faydalanmasını sağlamaya yönelik çalışmalar yapılmasının ve bu konudaki yetkin insanların desteklenmesinin önemine dikkat çekiyor.

Araştırma sonuçları, mevcut iş gücünün %20’sinin ileride yüzdelik olarak küçülmesi öngörülen mesleklerde çalışacaklarını gösteriyor. Diğer yandan iş gücünün yaklaşık %10’luk kısmının da ileride büyüyerek, daha fazla kişinin istihdam edileceği eğitim ve sağlık gibi sektörlerde çalışması öngörülüyor. Araştırmaya göre teknolojinin bu sektörlere olan etkisi, iş gücünde bir azalmaya değil, iyileşmeye neden olma eğiliminde. İş gücünün geriye kalan %70’inin ise gelecekte ne olacağı kesin olarak bilinmeyen işlerde çalışacağı tahmin ediliyor. Araştırmada göze çarpan bazı noktaları şöyle sıralayabiliriz:

– Karmaşık problem çözebilme, özgünlük ve akılcı fikirler üretebilme gibi bilişsel beceriler giderek artan bir öneme sahip. 

– Gelecekte, sadece beş çalışandan biri işini kaybedecek.

– Halen, her 10 çalışandan biri gelecekte büyüme potansiyeli olan meslekleri yaptığı tahmin ediliyor.

– Her 10 çalışandan yedisi gelecekle ilgili daha fazla belirsizlik taşıyan işlerde çalışmakta. Bununla birlikte, bazı diğer araştırmaların ortaya koydukları olumsuz görünümün aksine bulgular, insanların geleceğe hazırlanmasına yardımcı olmak için yapılabilecek çok şey olduğunu gösteriyor. 

– Araştırma geleceğin ekonomisinde hem bilginin hem de becerinin çok önemli bir yere sahip olacağını kesin olarak gösteriyor.

– Meslekler ve onların beceri gereksinimleri değişmez değildir. İş taleplerini artırmak amacıyla, benzersiz insan becerilerini teknolojinin sağladığı verimlilikle eşleştirmek için, meslekler yeniden tasarlanabilir.

Teknoloji Yeni Meslekler Yaratacak
 

Ocak ayında dünyanın ilk kasiyersiz mağazası olan Amazon Go, Seattle’da açıldı. Ödeme hatları ve kasiyerlerin olmadığı bu teknolojiyle alışveriş yapmanın tek şartı akıllı telefona Amazon Go uygulamasını indirmek ve kredi kartını bu uygulamaya eklemek. Bunun ardından bir barkod taraması yaptıktan sonra mağazada müşteri alışveriş yapmaya başlıyor. Kamera ve hareket sensörleriyle çalışan Amazo Go mağazasında müşteri, sepetine ürün attıktan sonra mağazadan çıkıp gidebiliyor. Fatura müşterinin uygulamasına gönderiliyor. Amazon Go, hem ilginç bir yenilik, hem de kasiyer olarak çalışan 3.5 milyondan fazla ABD’linin geçimine büyük bir darbe olarak algılanıyor.

Ancak durum sanıldığı gibi olmayabilir de. ABD’de iş, işçi ve teknoloji konusunda kıdemli bir danışman olan Molly Kinder’ın, Foreign Policy için hazırladığı “Robotlarla Çalışmayı Öğrenmek” başlıklı yazısında Amazon’un bu çıkışından bahsediliyor. Benzer mağazalar ve robot işletmeli fabrikalardan gelen bir dalga söylentilerinin, uzmanlar ve politikacılar arasında kitlesel işsizliğin kıyamet öngörüsünü kışkırttığına dikkat çeken Kinder’e göre, geleceğin iş gücü ile ilgili yayınlanan raporlarda, otomasyon ile bazı çalışanların işlerini kaybedecekleri sonucu çıkıyor. 

Ancak öngörülebilir gelecek için hâlâ iş imkânları olacağından bahseden Kinder, özellikle daha gelişmiş ekonomilerde toplam iş sayısının önemli ölçüde azalmayabileceğine dikkat çekiyor. Teknolojik ilerlemenin hem kazananlar hem de kaybedenler yaratacağına değinen Kinder, bazı işçilerin işlerini kaybedeceğini, büyük bir kısmının çalışma alanlarını değiştireceklerini; bazılarının ise becerilerinin eski olduğunu keşfedeceklerini söylüyor.

Kinder’e göre, teknoloji mesleklerini dönüştürdüğü için, hükümetlerin benimsediği politikalara bağlı olarak işlerin geleceği risk veya fırsatla dolu olabilir. Amazon Go gibi yeni inovasyonların işlerini elinden aldığı kasiyerler uzun süreli işsizliğe düşebilir veya ekonominin giderek daha fazla talep ettiği problem çözme becerilerini geliştirebilir. Hükümetler ise eğitim ve adaptasyon için ihtiyaç duyulan mali desteği ve eğitim rehberliğini sağlayabilir.

Öte yandan teknoloji bazı meslekleri yok ederken bazılarını yeniden yaratabilir. Uygulama geliştiricisi, sosyal medya yöneticisi ve drone operatörü gibi işler yakın zamana kadar mevcut değilken bugün milyonlarca işçi bu mesleklere sahip. LinkedIn’e göre, ABD’deki veri bilimci pozisyonları 2012 ile 2017 yılları arasında %650 arttı. 2015’te, ABD’de her biri 80.000 dolardan fazla ücret alan, 2,3 milyonun üzerinde veri bilimi ve analiz işi açıldı. 

2017 yılında IBM, Massachusetts Institute of Technology ve Boston University’den araştırmacıların ortak araştırması, 1980’den 2007’ye kadar ABD’deki tüm iş büyümelerinin yarısının yeni iş kategorilerinin yaratılmasından ve genişlemesinden kaynaklandığını gösterdi. Accenture ise, yapay zekânın 2035 yılına kadar ekonomik büyüme oranlarını ikiye katlayabileceğini ve iş gücü verimliliğini %40’a kadar artırabileceğini tahmin ediyor. Eylül 2017’de MIT, Northwestern Üniversitesi ve Avustralya’nın Commonwealth Bilimsel ve Endüstriyel Araştırma Kuruluşundan araştırmacılar, daha büyük ve başarılı kentsel alanlarda ekonomik büyüme ve teknoloji yetenekleri yoğunlaştıkça, küçük şehirlerin büyük şehirlerden daha fazla yer değiştirmeyle karşılaşacaklarını keşfetti.

21’inci Yüzyılda Yeni Becerilere İhtiyacımız Var

 

21’inci Yüzyılda Yeni Becerilere İhtiyacımız Var

Yapay zekâ ve robotların hayatımızın bir parçası haline geldiği Dördüncü Sanayi Devrimi çağında bazı meslekler önemini yitiriyor, bazılarının iş yapış şekilleri değişiyor. En önemlisi, her gün yeni meslekler ortaya çıkıyor. Bugün ilkokulda okuyan çocukların yarısından fazlası üniversiteyi bitirdiklerinde şu an var olmayan mesleklerde çalışmaya başlayacaklar. Dördüncü Sanayi Devrimi, iş dünyasını gelişmiş robot, otomasyon, analitik ve nesnelerin interneti ile dönüştürüyor. Yapay zekâ uygulamaları, hayal gücümüzün ötesinde yaşamlarımızı değiştirmeye hazır. Yeni ürünler, yeni teknolojiler ve yeni çalışma yöntemleri karşısında çalışanların yaratıcı düşünmeye, yaratıcı çözümler üretmeye olan ihtiyacı çoğalıyor. Bu gelişmeler gerek yaşam biçimimizi gerekse çalışma şeklimizi değiştirecek. Dolayısıyla bu devrimi bizzat yaşayan bizler, değişimi yakalamak ve geleceğin mesleklerine ayak uydurmak için daha fazlasını yapmak zorundayız.