Edison Müzik Endüstrisini Nasıl Başlattı?

Thomas Edison, duyma yetisinin büyük bir kısmını henüz çocukken kaybetti. Bu durumu kendi sözleriyle “12 yaşımdan beri bir kuşun ötüşünü duymadım” şeklinde vurguluyor. Sesleri çok net duyamaması, onu 1877’de sesleri kaydedip tekrar çalabilen bir cihazı icat etmekten alıkoyamadı. Edison sesleri kaydedip geri çalabilen fonografı icat ettiğinde, henüz 29 yaşındaydı ve ampulü bulmasına hala zaman vardı. Edison bir kayıt cihazı geliştirmek için, telgraf ve telefon ile ilgili bilgilerini birleştirdi. Silindir bir yüzeye, ince bir folyo yerleştirdi ve ses dalgaları ile hareket eden bir iğnenin bu yüzeyde iz bırakmasını sağladı. Bu sayede ilk otomatik kayıt cihazı ortaya çıkmış oldu. Cihazı ilk kez denediğinde çalışacağından pek emin değildi. Deneme yapmak için “Mary’nin küçük bir koyunu var” gibi basit cümleleri kaydetti. Daha sonra cihazı kaydı seslendirecek ayarlara getirdi ve kaydı dinledi. Sonuç mükemmeldi, cihaz her sesi kaydetmeyi başarmıştı ve kusursuz bir şekilde tekrar seslendirmişti! İcatlarına hemen bir değer biçmek, Edison’un vazgeçemediği bir alışkanlıktı. Bu icadına biçtiği değerse, 18 $ yani bugünün değeriyle 390 $’dı. Tabii ki bu cihaz Edison’u çok daha ünlü yaptı ve “çağın mucidi” unvanını kazandırdı. Aynı zamanda “Menlo Park’ın büyücüsü” lakabı da bu unvan ile birlikte geldi. Hatta 18 Nisan 1878’de Beyaz Saray’a seyahat ederek cihazı görmek isteyen Başkan Rutherford B. Hayes ile tanıştı. Edison’un birçok kaydı hayatta kalmayı başardı ve mp3 formatına çevrildiği için bugün halen dinlenebilir durumda. Kayıtları buradan dinleyebilirsiniz. Fonograf, dünyayı seslerle keşfetmenin yeni bir yolunu yarattı. Ulusal Kayıt Sanatları ve Bilim Akademisi 1958’de müzik endüstrisi için verilecek ödülleri belirlerken, ödülün adını Edison’u onurlandırmak için “Eddie” olmasını önerdi ancak gramofonun ardından ödülün adı Grammy olarak belirlendi. Peki sizce Edison bugün yaşasaydı kendisine ilham verecek hangi müzikleri dinlerdi?