Bütün dünyada birçok şirket, 4. Sanayi Devrimi olarak görülen sanayide dijital dönüşüm süreci ile birlikte üretimini hızlı bir şekilde daha verimli hale getirmek için yenilikçi girişimlerde bulunuyor. Üretimin dijitalleşmesi, fiziksel dünyanın analitik ile birlikte dijital bir dönüşmesini ve bu şekilde daha verimli bir dünyayı mümkün kılıyor.
GE’nin ana sponsoru olduğu 12 Ekim’de gerçekleşen IDC Endüstri 4.0 Konferansı’nda konuşan GE Dijital Türkiye Genel Müdürü Uygar Doyuran, sunumuna Jeff Immelt’in “Dün gece yatağa bir sanayi şirketin yöneticisi olarak yattım ve bu sabah bir yazılım ve analitik şirketinin yöneticisi olarak uyandım.” sözünü hatırlatarak başladı. Başta da belirttiğimiz gibi üretim süreçlerinin dijitalleşmesi sadece dijital ortamda üretim yapılması anlamına gelmiyor. Sanayinin ve dijitalleşmenin birleşmesi, yazılımı ve analitiği bir araya getiriyor. Bu da, karşımıza “Sürekli Veri + İstatistik + Fizik” formülünü getiriyor. Sonuç olarak ise, “Hedefe yönelik endüstriyel çıkarımlar, verimlilik ve hız” ortaya çıkıyor.
Dijitalleşme ile gelen verimlilik artışının en iyi örneklerinden biri de Türkiye’de yaşanıyor. Gebze’de bulunan GE Güç Transformatörleri Fabrikası, GE yatırımları ile bölgenin ilk akıllı fabrikası oluyor. Dijitalleşme ile fabrikanın üretim süreçlerinde %25 azalma, stok seviyesi ve maliyetlerinde %20 azalma, üretim verimliliğinde sadece ilk yılda %3 artış, tam zamanlı teslimatta ise yine sadece ilk yılda %5 artış bekleniyor.
Türkiye’de üretimin dijitalleşmesi sadece dev transformatörler ya da ağır sanayi için yaşanacak bir devrim değil. İzmir’de gerçekleştirdikleri üretimlerinin dijitalleşme süreçlerini IDC Konferansı’nda paylaşan Hugo Boss Bilgi Teknolojileri Sorumlusu Erkut Ekinci, üretim yapan 400 makinanın dijitalleşme sayesinde arıza ve bakım sürelerinin kısalması, ürünlerin lojistiğinde dijital etiketleme sistemi sayesinde sürecin hızlanması gibi örnekleri paylaştı. GE’nin birçok alanda iş ortağı olan Intel’in Türkiye ekibinden Koray Çandır ise dijitalleşme ile gelen 11 trilyon dolarlık büyümenin 3.7 trilyonunun üretime ait olduğunu belirtti.
Benzer uygulamaların başka üretim merkezlerine nasıl entegre edilebileceğine dair bilgileri ise IDC Konferansı katılımcıları GE standındaki akıllı fabrika simülatörü sayesinde gözlemleyebildi.
GE’nin bir endüstriyel şirketten nasıl bir yazılım ve analitik şirketine dönüştüğüne geri dönersek, yaşanan dijital devrimin önemini bir kez daha anlayabiliriz. GE; enerji, enerji bağlantıları, yenilenebilir enerji, petrol ve gaz, havacılık, ulaşım, sağlık ve aydınlatma gibi birçok farklı endüstride üretim yapıyor. GE’nin üretim yaptığı bu sektörlerin en büyük ortak noktası ise her birinde veri ve istatistik bilginin oldukça önemli olması. Örneğin, dijitalleşme sayesinde havacılık sektöründe sadece %1 oranında yapılacak yakıt tasarrufu, bir yılda 2-3 milyar dolar arasında tasarruf demek oluyor. Sağlık alanındaki %1 verimlilik artışı ise yine yıllık 4-5 milyar dolar arasında bir tasarruf sağlıyor.
Endüstrinin dijitalleşmesi yani Yeni Sanayi Devrimi, gelişen ekonomiler için dikkatli bir şekilde uzaktan izlenmesi gereken bir süreç değil, erken davranılarak fırsata çevrilmesi gereken bir süreç. Geleneksel sanayi devrimi anlayışının aksine Dijital Devrim dünyanın her tarafında aynı hızla gerçekleştirilmeye daha yatkın bir süreç çünkü günümüzün iletişim teknolojilerinin geldiği nokta, geleneksel sanayi devriminin gerektirdiği lojistik süreçleri ortadan kaldırıyor. Tonlarca ağırlıktaki makinalar değil, boyutları sadece megabaytlarla ölçülen yazılımlar bütün üretimi kökünden değiştirebilir.