Skip to main content
×

GE.com has been updated to serve our three go-forward companies.

Please visit these standalone sites for more information

GE Aerospace | GE Vernova | GE HealthCare 

Dijital Çağın Kavramlarını Doğru Anlamak ve Kullanmak – I

August 20, 2018

Dünya çok hızlı bir değişimin içinden geçiyor. Buhar gücüyle çalışan mekanik sistemlerin kullanıldığı sanayi yaklaşık 300 yıl içerisinde yerini siber fiziksel sistemlere bıraktı. Neredeyse son 10 yıldır Dördüncü Sanayi Devrimi’nin başlangıcına tanıklık ederken pek çok yeni kavramla da tanışıyoruz.

Yapay zekâ, robotlar, sensörler, internet teknolojilerindeki çarpıcı gelişmeler ve tüm bunların bulut teknolojileriyle birleşmesi sonucunda oluşan dijital platformlar dünyayı benzeri görülmemiş bir dönüşümün eşiğine taşıyor.

“Dijital dönüşüm”, “Sanayi 4.0”, “Nesnelerin İnterneti”, “Endüstriyel İnternet”, “Yapay Zekâ” gibi günümüz dijital dünyasında telaffuz edilen kavramlar hayatımıza daha fazla girdikçe bu kavramlar arasındaki temel farklılıkları bilmemiz de giderek daha fazla önem kazanıyor. Özellikle nesnelerin interneti ile endüstriyel internet birbiriyle en fazla karıştırılan kavramlar arasında. Sık sık karşılaştığımız bu dijital dönüşümün temel kavramlarını daha iyi kavrayabilmek için sanayinin içinden geçtiği evreleri de bilmek gerekiyor.

Dijital Dönüşümde Dönüm Noktaları

Dördüncü Sanayi Devrimi, üretim ve otomasyonu, bilişim ve iletişim teknolojilerinin bir fonksiyonu haline getiren, iş süreçlerinde yatay entegrasyonu, veri kullanımında bulutu ve dikey veri alışveriş modellerini kullanmayı öngören yeni bir endüstri modelidir.

Birinci Sanayi Devrimi olarak adlandırılan dönem, 18. yüzyılın sonlarına doğru İngiltere’de tekstil alanında dokuma tezgâhlarının mekanik hale gelmesiyle tetiklenmiştir. Bu sayede küçük ölçekli işletmeler büyümüş ve artık büyük fabrikalar haline dönüşmüştür.

  1. yüzyılın başlarında yaşanan İkinci Sanayi Devrimi’nde, buhar enerjisinin yanı sıra elektrik ve petrol ürünleri de üretim süreçlerinde kullanılmaya başlanmıştır. Henry Ford’un üretim bandı ile hızlı ve standart üretim sağlaması bu dönemde “Seri Üretim” kavramını ortaya çıkaran en önemli gelişme olmuştur.

1970 sonrasında ortaya çıkan Üçüncü Sanayi Devrimi’nde ise ilk iki dönemde öne çıkan makineleşme ve serileşme kavramlarına otomasyon ve sayısallaşma kavramları eklenmiştir. Otomasyonun artması ile üretim verimliliği artmış ve küreselleşen dünyada bilgi ve ticaretin sınırları kalkmıştır.

Dördüncü Sanayi Devrimi Nedir, Nasıl İşler?

Dördüncü Sanayi Devrimi, birçok çağdaş otomasyon sistemini, veri alışverişlerini ve üretim teknolojilerini içeren kolektif bir terimdir. Bu devrim nesnelerin interneti, internet hizmetleri ve siber-fiziksel sistemlerden oluşan bir değerler bütünüdür. Aynı zamanda bu yapı akıllı fabrika sisteminin oluşmasında büyük rol oynar. Bu devrim, üretim ortamında her bir verinin toplanmasına ve iyi bir şekilde izlenip analiz edilmesine olanak sağlayacağı için daha verimli iş modelleri ortaya çıkacaktır.

Bu noktada, konuyu inceleyen yazılarda Dördüncü Sanayi Devrimi’nden “Sanayi 4.0” olarak bahsedildiğine çekmek gerekiyor. Ancak bu terim tam olarak doğru ifadeyi yansıtmıyor. Aslında “Sanayi 4.0”, Dördüncü Sanayi Devrimi’ne Almanya’nın verdiği isim. Dolayısıyla sanayinin bu son dönüşümünden Dördüncü Sanayi Devrimi olarak bahsetmek daha doğru olacaktır.

2011 yılında Hannover’de ilk tohumları atılan “Sanayi 4.0” programı ile Almanya yıllık üretimdeki verimlilik kazancının %6-7 arasında artmasını, mühendislik giderlerinde %30, enerjide ise %70 tasarruf sağlanmasını hedeflemiştir.

Verimlilik, istikrar, nitelik, yüksek yaşam standartları, akıllı tasarım, büyük veri, nesnelerin interneti gibi anahtar sözcükleri olan bu model, şu anda Almanya, ABD ve diğer Avrupa ülkelerinin üzerinde odaklandığı konuların başında geliyor. Dördüncü Sanayi Devrimi ile hayatımıza giren inanılmaz büyüklükteki veriler, robotik sistemler, üç boyutlu (3D) yazıcılar ve nanoteknoloji yaşam biçimimizde benzersiz değişiklikler yaratıyor.

Dördüncü Sanayi Devrimi, altı prensibe dayanıyor:

  1. Karşılıklı Çalışabilirlik: Siber fiziksel sistemlerin yeteneği ile (Örneğin; iş parçası taşıyıcıları, montaj istasyonları ve ürünleri) nesnelerin interneti ve hizmetlerin interneti üzerinden insanların ve akıllı fabrikaların birbirleriyle iletişim kurmasını içerir.

  2. Sanallaştırma:Bu yapı akıllı fabrikaların sanal bir kopyasıdır. Sistem, sensör verilerinin sanal tesis ve simülasyon modelleri ile bağlanmasıyla oluşur.
  3. Sanat, Bu Sefer de Beyinden İlham Aldı!

  4. Özerk Yönetim:Siber fiziksel sistemlerin akıllı fabrikalar içinde kendi kararlarını kendi verme yeteneğidir.
  5. Gerçek-Zamanlı Analiz:Verileri eş zamanlı toplama ve analiz etme yeteneğidir.
  6. Yüksek Akım Gezisi

  7. Servis Oryantasyonu:Siber fiziksel sistemler, insanlar ve akıllı fabrika servisleri sunuluyor.
  8. Modülerlik: Bireysel modüllerin değişen gereklilikleri için akıllı fabrikalara esnek adaptasyon sistemi sağlar.

Dijital Çağın Kavramlarını Doğru Anlamak ve Kullanmak serimizin ikinci kısmını gelecek hafta GE Türkiye Blog’dan okuyabilirsiniz.