Gün geçmiyor ki robotik alanda yeni bir bilimsel gelişme yaşanmasın. Fütüristler, gelecek tahayyüllerine artık gazete muhabiri veya doktor robotların çalıştığı bir dünyayı ekleyebilirler. Yapay zekâ ile geliştirilen protez boğazlardan, makalelerden özet çıkaran muhabir robotlara, her geçen gün heyecan verici bilimsel gelişmeler, hayatımızın merkezine taşınıyor. Şimdi sizi tam da bu gelişmelerle baş başa bırakıyoruz, keyifli okumalar!
Hücre Savunması
Stanford Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden bilim insanları, kanser hücrelerinin yaydığı ve “beni yeme” olarak adlandırdıkları bir sinyali keşfettiler. Adından da anlaşılacağı üzere sinyali yayan bu kanserli hücre, bağışıklık sisteminin kansere yenilmesini veya hücrelerin başka şekilde saldırmasını engelleyebilir.
Bu sinyal engellenebilir veya kapatılabilirse bağışıklık sisteminin kanserle savaşma yeteneği de artmış olur. İnsan kanserini farelere yerleştiren araştırmacılar, sinyali bloke etmenin bağışıklık hücrelerinin istenmeyen hücrelerin peşinden gitmesini sağladığı bilgisine ulaştılar. Stanford MD-PhD öğrencisi ve yeni yayımlanan bir araştırmanın yazarı Amira Barka, söz konusu sinyaller ile bağışıklık sisteminin kansere karşı savaşma potansiyelinin tamamını ortaya çıkarılabileceğini düşünüyor. Aynı şekilde bu gelişme de tıp endüstrisinde ve sosyal yaşamda çığır açabilecek bir potansiyele sahip diyebilir miyiz?
Acar Muhabirimiz: “Yapay Zekâ Xiaoke”
Pekin Üniversitesi’nden bir ekip, Xiaoke adında bir “robot bilimi muhabiri” yarattı. Kendisi, Science and Nature gibi dergilerde yayımlanan makalelerin özetlerini okuyup sadeleştirebilen bir zekâ algoritmasına sahip. Xiaoke’nin yaratıcıları, amaçlarının bu yolla bilimsel haberleri yaymak olmadığının, asıl amacın Çin’deki araştırmacıların çalışmalarına ışık tutmak ve onları bu nitelikteki gelişmelerden hızlıca haberdar etmek olduğunu vurguluyor.
Bilim insanları ve gazete editörleri, Xiaoke’den gelen özet taslağını kontrol edip içeriğin iyi ve hazır olup olmadığına, herhangi bir ek bilgiye ihtiyaç duyulup duyulmadığına karar veriyor.
Bu gelişme, özellikle editörler için kolaylık sağlayan, sevindirici bir gelişme gibi görünüyor…
DR. Robot
Google’ın yapay zekâ şirketi DeepMind, insanların akut böbrek yetmezliği belirtilerini 48 saat öncesinden tespit edip, doktorları uyarabilen bir algoritma geliştirdiklerini açıkladı.
Akut böbrek yetmezliği, kanda atık ürünlerin birikmesine neden olur, tedavi için zamanında diyaliz gerektirebilir ve çoğunlukla beraberinde diğer potansiyel sağlık sorunlarını da tetikleyebilir. Sağlık haber sitesi STAT’a göre, DeepMind araştırmacılarının ilk amacı doktorlara kolaylık sağlayabilmek. Akut böbrek yetmezliği gibi hastalıklarda erken teşhis büyük bir önem taşıyor ve tam da bu noktada yapay zekâ devreye giriyor; sonrasında doktorlar veriler analizinde hızla tedaviyi gerçekleştiriyor. DeepMind araştırmacılarından Dominic King: “Geliştirilen yapay zekâ ile hastalığın ortaya çıkış nedenleri hakkında da bilgi edinilebilir. Bu hem endüstri hem de insanlık adına bir kilometre taşı olabilir.”
Virüs Avcısı Antibakteriyel Jel!
Ontario’daki McMaster Üniversitesi araştırmacıları, bakterileri öldürebilen ve doğal yolla oluşan bakteriyofajlarla doldurulmuş bir anti-bakteriyel jel oluşturdular. Jelin içi çok sıkı bir şekilde fajlarla sarılı.
Fajlar gezegenimizdeki en yaygın organizma türlerinden biri. Aynı zamanda bakterileri öldürebilen virüsler olarak, enfeksiyon tedavilerinde antibiyotiklere ciddi bir alternatif olarak görülüyor. McMaster Üniversitesi’nde kimya mühendisi olarak görev yapan Zeinab Hosseini-Doust, bakterilerin doğal avcısı olan fajların hayatımızın her yerinde ve her anında etrafımızda olduğunu söylüyor. McMaster araştırmacıları ve Hosseini-Doust, fajları likit kristaller hâlinde toplayarak, kimyasal bir bağlayıcı yardımıyla jelatin benzeri bir maddeye dönüştürdüler. Sarı renkli bu jel, bir milimetrede 300 trilyon faj içeriyor. Ne dersiniz, parasının karşılığını verir mi?
“Yapay Boğaz” ile Konuşabilmek
Pekin Tsinghua Üniversitesi araştırmacıları, konuşma kabiliyetini yitirmiş insanlar için grafenden yapılmış bir “yapay boğaz” tasarladı. Çok ince bir yapıya ve dokuya sahip bu cihaz, geçici dövmeler gibi deriye yapıştırılıyor.
İnsanlar, çeşitli boğaz yaralanmalarında, doku ve ses telleri zedelenmelerinde konuşma yetilerini kaybedebilirler. Araştırmacılar daha önce nabız veya kalp atışı gibi hareketleri cilt üzerinden ölçebilecek cihazlar geliştirmişlerdi; fakat bu cihazlar hareketi sese dönüştürmüyordu. Ekip, ıslandığında deriye geçici olarak yapışan, suda çözünebilir polivinil alkol filmin üzerine grafen maddesini yerleştirdi. Cihaz, elektrotların yardımıyla kol üzerine giyilen bir banda, kol bandındaki bilgisayar ise mini boyutta bir amplifikatöre bağlanıyor. Cihaz bu şekilde boğaz hareketlerini ve “tamam”, “hayır” gibi basit komutları çözüyor. Bu hareketi sese, yani frekanslara dönüştürüyor. Gelecekte bu yazılım daha da geliştirilerek, boğaz bölgesi ile birlikte frekanslara dönüşebilecek sinyaller üretebilir mi? Böylelikle komutların sayısı sınırlandırılmaz, bu da cihazı konuşma kabiliyetini yitiren insanlar için paha biçilemez bir alternatife dönüştürür.
Heyecan ve umut verici bir gelişme olduğu aşikâr…