Manhattan’da bulunan Pearl Street İstasyonu, Thomas Edison önderliğinde 4 Eylül 1882’de güç dağıtımına başladığında burası dünyanın ilk ticari enerji santrali unvanını kazandı. Hâliyle de bu çığır açıcı yenilik sağlıktan teknolojiye, hayatımızın her anına dokunan birçok farklı endüstriye de uçsuz bucaksız yeni yollar açtı.
Fırtınalar ve yıldırımlar dünyanın ilk günlerinden beri varlar; hatta dünyada hayatı başlatmış olma olasılıkları bile var. 4,5 milyar yıl sonra bile yıldırımlara neyin sebep olduğuna ve nasıl hareket ettiklerine dair çok az şey biliyoruz. Dünya’ya her saniye her biri 100 milyon ile 1 milyar volt taşıyan 100 yıldırım düştüğünü düşündüğümüzde bu çok rahatlatıcı bir durum değil. (Amerika’daki prizlerin 110 volt, Avrupa’daki prizlerin ise 220 volt elektrik sağladığını hatırlatalım.)
Konu yenilenebilir enerji olduğunda, sıcak çöller güneş enerjisi için bir vaha olabilir; ama rüzgâr enerjisi için ise durum farklı. Rüzgâr çiftliklerinin kumul tepelerinin üzerine kurulmasının şimdiye kadar serap olmasının nedenini “Sıcak ve kum, normal rüzgâr türbinlerinin çölde çalışmasını zorlaştırıyor.” diye açıklıyor GEBarselona’da Yenilenebilir Enerji Program Müdürü olan Rebeca Calderon.
Elektriğin ilk dönemlerinde, alternatif akımın saniyede yaptığı dalgalanmalar olarak adlandırılan güç frekansı çok düzensizdi. Dağıtım sistemleri 16 2/3Hz ve 133 1/3Hz aralığında çalışırlardı. Daha sonra 1891’de, önde gelen bir Alman kuruluşu Avrupa’daki standardı 50Hz olarak belirledi. Bu arada ABD de Japonya‘nın 1896’da Tokyo’da 60Hz’lik bir tesis kurması üzerine, Japonya’nın bazı bölümlerinde olduğu gibi, 60 Hz’i tercih etti.
GE'nin Gaz Türbinleri için Gelişmiş Gaz Yolu Yükseltmeleri yıllık toplamda 775 milyon dolarlık müşteri değeri oluşturuyor
Gelecek sene Coachella Müzik Festivali’ni izlemek için 86. otoyoldan kuzeybatıya doğru gidecek olan müzik tutkunları Kaliforniya’dan geçerken Imperial Vadisi’nin tepeleri onlar için hoş bir manzaradan fazlası olmayacaktır. Fakat enerji sektöründekiler buranın enerji şebekelerinin esnek kullanımı konusunda yeni bir çağ açan önemli bir yer olduğunu biliyorlar.
GE’nin Droneweek serisi, enerjinin bugünü ve geleceği hakkında yükseklerden yeni bir bakış açısı kazandırmaya devam ediyor.
18.000 adadan oluşan Endonezya’nın 255 milyon sakinine sürekli enerji sağlamak bu sektörde karşılaşılabilecek en büyük zorluklardan biri. Adaların bir kısmı birbirine yakın olduğu için bu adalara enerji ulaştırmak zor olmuyor. Fakat bir de en yakın adaya kilometrelerce uzaklıkta olanlar var ve bu adalarda elektrik olmasının tek yolu elektrik üretmek.
Dubai, dünyanın en yüksek gökdelenleri, muazzam büyüklükte alışveriş merkezleri ve lüks otelleriyle çölde bir vaha… Çöl demişken bu kadar çok güneş alan bir yerdeki devasa yapıların, güneş enerjisi tüketmesini bekleriz. Ancak tam tersi, güneş enerjisi ekipmanlarının maliyetinden dolayı yakın bir zamana kadar burada 1 kilovat enerji üretimi için doğal gaz ve petrol kullanmak, güneş enerjisine göre daha az maliyetliydi.
GE ve GAMA Enerji, gerçekleştirdikleri yeni iş birliği ile emre-amadelik, güvenilirlik ve yakıt tasarrufu konularını geliştirmek üzere Predix tabanlı dijital çözümler kullanacak. Bu çözümler, GAMA Enerji’nin İç Anadolu Doğal Gaz Elektrik Üretim ve Ticaret A.Ş enerji santralindeki yakıt giderlerinin azaltılmasına ve enerji üretimi varlık güvenilirliği ile izlenebilirliğinin geliştirilmesine yardımcı olacak.
Karadeniz Bölgesi’nin eğitim, sağlık, sanayi, ticaret, ulaşım ve ekonomi açılarından en gelişmiş şehirlerinden olan Samsun, jeopolitik konumu ve ileri sanayisi ile enerji üretiminde de çok büyük bir rol oynuyor. Samsun’da, Türkiye’nin en büyük 10 Doğalgaz Çevrim Santrali’nden bir tanesi olan OMV Samsun Doğalgaz Çevrim Santrali yer alıyor ve burada GE 9FB gaz türbinleri ile toplamda 887 MW enerji üretiliyor. Bu da Türkiye’nin enerji ihtiyacının yaklaşık %4’üne karşılık geliyor.
