Geçtiğimiz sonbaharda, Hollanda’daki Rotterdam Limanı’nın üzerinde bir yapı yükseldi. Bu yapı, gemileri boşaltmak için orada değildi; bugün dünyanın en güçlü deniz üstü rüzgar türbini olan Haliade-X12 MW’ın bir prototipiydi. GE Yenilenebilir Enerji mühendisleri tarafından yapılan ve Time Dergisi tarafından 2019’un en iyi icatlarından biri olarak karşılanan Haliade-X, dünya çapında kurulumunun başlaması için testlere tabi tutuldu.
Yenilenebilir Enerjide Akıllı Şebeke Teknolojisinin Gücü – “Şebeke, Tedarik ve Talep”
Türkiye’nin Yeşil Enerjisine GE’den İki Yeni Rüzgar Santrali Daha
Yenilenebilir Enerjinin Yükselişi İçin Durmadan Çalışmak
İklim kriziyle mücadele ve sürdürülebilirlik konusunda yenilenebilir kaynaklardan üretilen enerjinin oynadığı rol her geçen gün artıyor. Hiç şüphe yok ki Türkiye’nin yenilenebilir enerji alanında koyduğu hedefler, ülkenin sürdürülebilirlik ve büyüme yolunda büyük bir itici güç teşkil ediyor.
GE Yenilenebilir Enerji, yeni bir projeye imza attı ve Fina Enerji’nin Türkiye’de bulunan dört rüzgâr santrali için (Bağlama, Tayakadın, Yalova ve Pazarköy) 52 adet 3 MW platformu karasal rüzgar türbininin tedarikçisi oldu. Toplam 193 MW kapasiteye sahip rüzgâr santralleri, 195.000 evin enerji ihtiyacını karşılamaya ve yaklaşık 650.000 ton CO2 tasarrufu yapmaya yetecek kadar temiz enerji sağlayacak.
Dünya uzun zamandır benzeri görülmemiş bir dönüşüm döneminden geçiyor. İnternetin ezberleri bozması, 2010’lu yıllarda iş stratejilerini yeniden şekillendirerek Dördüncü Sanayi Devrimi’nin tüm dünyaya yayılmasını sağladı. Bu kapsamda nesnelerin interneti, büyük veri, yapay zekâ gibi yepyeni devrimsel gelişmeler şirketlere, dünyaya ve tüm toplumlara yeniden şekil vermeye başladı. Ancak dünya bir yandan teknolojik devrimin meyvelerini toplarken, eş zamanlı olarak çok ciddi problemlerle boğuştuğu bir dönemi de yaşıyor.
Alvin Toffler ismini hiç duydunuz mu? Bana göre kendisi daha 1970’li ve 80’li yıllardayken 21. yüzyıl dünyasını uzgörmede en başarılı fütüristtir. 2016’da kaybettiğimiz fütürist iş adamının en önemli eserlerinden biri 1980 yılında yayımlanan “Üçüncü Dalga”dır.
David Bowie, Madonna ve Prince’in ünü ile yarışan ve modern dünyanın yeniden icat edilen harikası: Japon enerji sektörü. 2011’den önceki yıllarda, fosil yakıtlar ve nükleer enerji ülkenin enerji santrallerinin önde gelen oyuncularıydı ve ada ulusunun elektriğinin %90’ına yakınını üretiyordu; ancak 2011’deki yıkıcı tsunaminin ardından, Japon yetkililer ülkenin elektriğinin %30’unu karşılayan 11 nükleer santrali kapattı. Bunun sonucu olarak da ülkenin enerji santrallerinde kullanılan sıvılaştırılmış doğal gazın, akaryakıtın ve kömürün ithalatı arttı.
100 yıldan uzun süredir var olduğundan dolayı, elektrik şebekesini, her biri diğerine mükemmel şekilde uyan iyi yapılmış bir legoya benzetirsek hata yapmış olmayız. Elektrik santralinden çıkan elektrik, tellere ve transformatörlere, oradan da üretilen her elektronun tüketildiği evlere ve iş yerlerine doğru dağılır.
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri António Guterres, 2-13 Aralık tarihleri arasında Madrid’de gerçekleştirilen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 25. Taraflar Toplantısı COP25’te sözünü sakınmadan konuştu: “Geri dönüşü olmayan nokta artık çok uzakta değil.”