Bir İsveç şehri olan Uppsala 350 yıldır tıpta inovasyonun merkezi oldu. 1663’te Uppsala Üniversitesi, Uppsala Üniversitesinin ana binası Gustavianum’da bir anatomi tiyatrosu açtı. Burada doktorlar ve ücret karşılığı içeri alınan izleyiciler; dar, sekizgen balkonlardan profesörlerin yaptıkları otopsileri izlediler. “Çoğu zaman otopsiler bir haftadan uzun sürüyordu ve ortaya çıkan koku daha az olduğu için genelde kış mevsimi tercih edilirdi” diye yazıyor Brian Silver “The Ascent of Science” adlı kitabında.
Dünyanın en iyi atletleri, teknolojinin de en iyisini hak ediyor. Burada tabii ki Rio 2016 Olimpiyat ve Paralimpik Oyunları’nda yer alacak atletlerden söz ediyoruz. Atletler hazırlıklarına hız verirken bizler de onların sağlık hizmetleri için bulut sistemindeki inovasyonlarımıza hız veriyoruz.
Olimpiyat oyunları; binlerce sporcunun insanüstü yeteneğiyle fiziksel bir festival iken aynı zamanda dünyanın her yerindeki milyarlarca izleyici için de bir hayranlık kaynağı. Bu rekor performansların arkasında yüzlerce doktor, fizik tedavi uzmanı, masaj terapisti, diyetisyen, koçlar ve daha nicesi var.
GE Sağlık, Yeditepe Üniversitesi Hastanesi ile yaptığı iş birliği ile 34.000 metrekare alana sahip, yıllık ortalama 140.000 hasta kabul eden hastaneyi son teknoloji ürünü ekipmanlarla donatıyor. GE Sağlık’ın Gelişen Pazarlar bölgesinde, sessiz MR ve sentetik MR özelliklerini bir arada sunan hasta dostu ilk hibrit 3T manyetik rezonans görüntüleme sistemi Yeditepe Üniversitesi Hastanesi’nde yer alacak.
GE Sağlık ve DİA Holding, Türkiye’nin sağlık alanında ilk Kamu Özel İş Birliğini sunmak için 95 milyon dolarlık anlaşma imzaladı. TC. Sağlık Bakanlığı’nın 15 milyar dolarlık sağlıkta dönüşüm stratejisinin bir parçası olan ve alanında dünyanın en büyük yatırımı olacak 29 Kamu Özel İş Birliği projesi, Türkiye’nin gelişim planları doğrultusunda yaklaşık 41 bin hasta yatağı kapasitesine sahip olacak.
Dijitalleşen dünyada “eski bayramlar”ı aramak doğru mu? Teknoloji ilerledikçe belki de Marshall McLuhan’ın “küresel köy” kavramı daha da belirgin hissediliyor. Daha uzağa gidebiliyor, kültürler yakınlaşıyor ama teknolojinin imkânları ve dijitalleşme ile her an birlikte olabiliyor dünyanın her yerinden haber alabiliyoruz.
21’inci yüzyılın sağlık trendleri inovasyona açık ve araştırma yönü güçlü bir sağlık sistemi gerektiriyor. Türkiye böyle bir sağlık sektörüne sahip olmak üzere 10’uncu Kalkınma Planı çerçevesinde projeleri hayata geçirmeye başladı. Bunların başında “Sağlık endüstrilerinde yapısal dönüşüm programı” bulunuyor.
Küresel sağlık sektöründeki büyüme, Deloitte tarafından rakamlara döküldüğünde karşımıza incelenmeye değer bir tablo çıkıyor.
Global Futures Enstitüsü’ne göre 21. yüzyılın yeni sağlık trendleri arasında, medikal kuruluşların önemli bilgileri hastalarıyla doğrudan paylaşacağı ağ sistemlerinin oluşturulması ön plana çıkıyor. Aynı zamanda hastaların bilgilerinin araştırmalar için paylaşılabilir olması da ihtiyaç duyulan kriterler arasında. Ancak bilgi paylaşımının ne kadar etik olacağı konusundaki tartışmalar kolay kolay dineceğe benzemiyor.
Dünya, Alzheimer hastalığı için bir uyarı alarmı kazanmış olabilir. İsveçli araştırmacılar semptomlar ortaya çıkmadan 20 yıl önce hastalığın haberini veren değişiklikleri çözdü.