GE Baş Ekonomisti ve Küresel Piyasa Değerlendirmeleri (Global Market Insight) Direktörü Dr. Marco Annunziata, The Economist’te yayınlanan röportajının ilk bölümünde akıl-makine ilişkisinin tarihini ve şu anki inovasyon dalgasının başlangıç aşamasını değerlendirmişti. Anunziata bu bölümde ise ülkelerin şu anki inovasyon dalgasının yarattığı teknolojik dönüşümlere nasıl yaklaştığını ve bu dalgaya nasıl hazırlanacağımızı anlatıyor.
Enerji üretim teknikleri, enerji verimliliği ve enerji politikalarına dair en son gelişmelerin sergilendiği ve konferans süresince tartışıldığı ICCI 2016 22. Uluslararası Enerji ve Çevre Fuarı geçtiğimiz hafta tamamlandı.
Geçtiğimiz hafta Dördüncü Sanayi Devrimi de denilen sanayinin dijitalleşmesiyle gelen ekonomik dönüşümün Türkiye için sağlayacağı fırsatlara ve risklere dikkat çekmiştik.
Bir yanda tükenen doğal kaynaklar, öte yanda tarihin gördüğü en büyük enerji ihtiyacı… Hâlâ dünyanın en büyük enerji kaynağını fosil yakıtlar oluşturuyor. Fosil yakıtlar milyonlarca yıl boyunca çürüyen bitki, hayvan, dinozor vb. canlılar ve basınç etkisinin birleşimi ile oluşmuştur. Oluşmaları oldukça uzun bir süre aldığı ve tüketimleri de çok daha hızlı şekilde gerçekleştiği için bu yakıtlar için kısa vadede yenilenebilir olarak adlandırılmazlar. Kaynaklarının azalması ve buna bağlı olarak fiyatlarının sürekli yükselmesinin yanında yakılmaları sonucunda çevreye de zarar vermektedirler.
Bir şehrin akıllı şehre dönüşümü, modern şehirlerin bugünkü altyapısı ile mümkün. Halihazırda kullanılan aydınlatma yapıları, sadece aydınlatma sağlamakla kalmayan GE’nin akıllı LED’leriyle, data toplayan ve bütün şehrin döngüsünü optimize eden sistemlerle donatılabilir. Üstelik şehirlerin en önemli enerji giderlerinden biri olan aydınlatma ve bu aydınlatmaların bakım maliyetleri yine aynı optimizasyon sistemleri ile ciddi şekilde düşürülebilir.
Türkiye’nin rüzgar enerjisi için sahip olduğu potansiyel, yenilenebilir enerji hedeflerine ulaşabilmek için oldukça umut veren bir vizyon sağlıyor. Ancak bu hedeflere ulaşmak için, yenilenebilir enerji sağlayan yöntemlerin en yeni teknolojilerle buluşturulması ve verimliliğin artırılması gerekiyor.
Bu yıl üçüncüsünü düzenlediğimiz GE & Genç Başarı – İnovasyon Kampı, GE Türkiye İnovasyon Merkezi’mizde gerçekleşti.
İnsan-robot karışımı sibernetik organizmalardan korkmak yerine herkesin hayatını daha iyi hale getirecek teknolojilerin olduğu bir gelecek için çalışmalıyız.
Çok heyecan verici bir geleceğe doğru ilerliyoruz. Biyoteknoloji, genetik mühendisliği, yapay zekâ, ileri düzey protez üretimi ve beyin/nöron arayüzlerini o kadar hızla geliştiriyoruz ki bu bizim evrimsel becerilerimize değil, aynı zamanda insan olmanın ne anlama geldiği konusunda sosyal yapılanmaya da meydan okuyor.
Türkiye, ekonomisinin en sağlam yönlerinden biri olan sanayisini kaybedebilir mi? Evet. Sanayisizleşme tüm gelişmekte olan ülkeler için bir risk. Ama bugün Türkiye özelinde yaşanan küresel teknolojik gelişmeler, sanayisizleşme riskini daha da artıyor.
General Electric mühendisleri rutin olarak İmkansız Görevler’e meydan okuyor. Haberi olmayanlar için hatırlatalım; Benjamin Franklin’in Leyden Şişesi deneyine, cehennem ateşinde bir kartopunun şansına ve duvarın dinlemez olmasına meydan okumuştuk.