Son zamanlarda Washington'da karbonsuzlaşma ve daha fazla yenilenebilir enerji üretiminin devreye alınması hakkında çok fazla konuşma yapıldı. Öneriler arasında rüzgar ve güneş enerjisi için vergi kredilerinin genişletilmesi ve on yılın sonunda 30 gigavat rüzgar enerjisi yakalamak için yeterli açık deniz rüzgar türbini inşa etmek de yer alıyor. Bu, Amerika'da 10 milyondan fazla eve enerji sağlamak ve karbondioksit emisyonlarını 78 milyon metrik ton azaltmak için yeterli olacak miktara denk geliyor.
23 Nisan günü, hem geçmişe hem de geleceğe aynı anda bakmak için oldukça önemli bir gün. Aynı günün 101 yıl öncesine baktığımızda, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açılmasıyla ulusal egemenliğini kazanan bir ülkenin bugüne kadar her alanda çok önemli atılımlarla gelen başarılı yolculuğunu görebiliyoruz. Bugünden bir 101 yıl sonrasını ise çocuklarımıza bırakacağımız gelecekle hayal etmeye çalışıyoruz. Onlara inanıyoruz, bu yolda elimizden geldiğince onlara bilinçli ve farkında bir yaşam sürdürmeleri için destek oluyoruz.
Bütün dünyadaki iş yapış biçimlerini son 10 yılda değiştiren en büyük etken, şüphesiz ki dijitalleşmeydi. Endüstriler için bu öylesine büyük bir değişimdi ki üretim hatları yenilendi, yepyeni iş kolları hayatımıza girdi, veri üretimi ve bu verilerin değerlendirilmesiyle ilgili dünyanın her tarafında birçok farklı çalışma gerçekleşti. Elbette havacılık endüstrisi de verimlilik ve güvenlik açısından en büyük yatırımları gerçekleştiren alan olarak dijitalleşmenin öncülerinden oldu. Fakat önümüzdeki süreçte dijitalleşme kadar konuşacağımız bir etken daha var artık: COVID-19!
Enerji sektöründeki gelişmeler rüzgâr gibi geçip tarihe imzasını bırakıyor. Büyük bir ekip çalışması ve titizlikle yürütülen yenilikçi uygulamalar ile GE Yenilenebilir Enerji, her geçen gün bir başka gelişme ile hayata değer katan çözümler üretmeye devam ediyor.
Geçmiş yıllarda neredeyse bir bilinmezlik olan kanser hastalığı, yıllar boyunca tedavisi çok zor ya da imkansız olarak bilindi. Günümüzde ise kanser tedavisi bazen yalnızca ilaçla; uzaktan bile yapılabiliyor. Teknolojik ilerlemeler sonucunda anında tanı konuluyor ve gerekli müdahaleler yapılıyor. Elbette bir gerçek hiç değişmiyor: Erken tanı hayat kurtarıyor. Radyasyon Onkolojisi Profesörü Hale Başak Çağlar kanser hastalığı tanı, tedavi süreci ile ilgili deneyimlerini GE Blog için anlattı.
Aileden Gelen İlham
Modern toplumların oluşmasıyla birlikte kendini git gide daha fazla göstermeye başlayan kadın-erkek eşitliği meselesi, bugün hala gündem konusu. Pek çok toplumun gelişmesi ve kalkınmasında önemli rol oynayan bu konu, Türkiye'nin de en fazla tartışılan konulardan biri haline geliyor. Türk toplumunda kadın hala gerek iş yerinde gerekse özel hayatında durmaksızın bir mücadele içinde yaşamını sürdürmeye çalışıyor.
Dünyada en sık görülen kanser türlerinden biri olan kolon (kalın bağırsak) kanseri, Sağlık Bakanlığı'nın istatistiklerine göre ülkemizde de en sık görülen ilk 5 kanser türü arasında yer alıyor. Kolon kanserinin her yaşta görülme riski olsa da en sık 50 yaşından sonra yakalanılıyor. Cinsiyete göre dağılımı incelendiğinde ise tüm kanserler arasında kolon kanseri; kadınlarda ikinci, erkeklerde üçüncü sırada yer alıyor. Sigara içmeyenlerde kanserden kaynaklı ölümlerin en yaygın sebebi olarak görülüyor. Bu nedenlerden dolayı, erken tanı ve teşhis çok büyük önem taşıyor.
Kadınlar, hayatımızın her alanına yön veriyor. Kimisi bir yönetici olarak iş yerine, kimisi bir anne olarak ailesine, kimleri ise rüzgara yön veriyor. LM Wind Power, bu yılki Kadınlar Günü'nde diğer kadınlara ilham olması için bir etkinlik düzenledi ve katılımcı olarak kendi bünyesinde çalışan kadınları bu söyleşiye davet etti. Söyleşi, Bergama Fabrika Müdürü Emre Kahya ve Manufacturing Executive Torben Molby'nin açılış konuşması ile başlarken; moderatörlüğü İSG Müdürü Burcu Tatar üstlendi.
"Elinden gelenin en iyisini yap, eğlen, mutlu ol. Başarı gelir."
"Karşıma bir zorluk çıkarsa ve ben istersem başarmak her zaman mümkün!"