Uluslararası standartlarda çalışan, dünyaya yazılım ürünleri üreten, önemli yazılım merkezleri ile rekabet eden bir ekip düşünün. Türkiye'deki yazılımcıların tüm dünyada görünürlüğünü artıran, dijital yeteneklerini kanıtlayan bir ekip. Kısacası sınırları aşan bir ekip!
GE Yenilenebilir Enerji'nin Bergama'daki iştiraki LM Wind Power, çok yakın zamanda 1111. rüzgar türbini kanadının üretiminin tamamlandığı duyurdu. Bu yönüyle LM Wind Power'ın Bergama üretim tesisi, şirketin gelişmekte olan rüzgar enerjisi pazarlarındaki büyümesine güzel bir örnek teşkil ediyor. Tesis aynı zamanda lokal olarak yüksek kalifiye çalışanlarla istihdam sağlamasıyla da öne çıkıyor.
GE Marine, gaz türbinlerinin yerlileştirilmesi kapsamında TUSAŞ Motor Sanayi A.Ş (TEI) ile mutabakat mektubu imzaladı.
Mutabakat mektubu kapsamında GE Marine ve TEI, hem ihracat programları hem de Türkiye'deki programlar kapsamında LM2500 ve LM500 gaz türbin ailelerinin üretimi, montajı, testi, bakımı, muayenesi, onarımı ve revizyonu ile ilgili yerlileştirme görüşmelerini devam ettirecek. Mutabakat mektubu ayrıca TEI'yi potansiyel deniz programları için çeşitli tasarım süreçlerine dâhil etme fırsatı da sunuyor.
Eğer amacınız basit bir metafor yapmak değil enerji üretmekse, rüzgârı yakalamak pek kolay bir iş değil. Bunun için mühendislik harikası kanatları büyük bir ustalıkla, kusursuz şekilde üretmek gerekiyor. Peki gerçekten bu işi dünyada en iyi yapan ekiplerden birinin Türkiye'de, Bergama'da olması bir tesadüf mü? Böyle kritik bir uzmanlık alanında tesadüflere pek yer yok. Gelin, GE Yenilenebilir Enerji'nin bir iştiraki olan LM Wind Power'ın, Bergama yerleşkesinde ürettiği bir rüzgâr türbini kanadının hikâyesine birlikte bakalım.
Üretimin olduğu bütün endüstriler için bugün kaçınılmaz bir gerçek var: Dijitalleşme ile verimlilik artışı mümkün! Dijitalleşme dediğimizde ise yıllardır konuşulan çok büyük ve kapsamlı bir kavramı ele almış olsak da temelde bir noktaya odaklanmak gerekiyor. Verimliliği artıracak olan süreci sistemleştiren noktaya: Yazılım Peki, uçaklardan gaz türbinlerine, dev fabrikalardan yenilenebilir enerjinin en görünür kahramanı olan rüzgâr türbinlerinin içine kadar giren ve oyunu değiştiren bu yazılımları kimler, nasıl ve nerede tasarlıyor, yazıyor, çalıştırıyor ve uyguluyor?
COVID-19 hayatımıza girdiğinde ve insanlar geçen yılın başlarında uçmayı bıraktığında, zor durumda kalan tek sektör havacılık endüstrisi olmadı. Gökyüzündeki uçakların azlığı, dünyanın dört bir yanına yayılan hayati önem taşıyan tedarik zincirlerini de etkiledi ve birçok işletme, fabrikalarını çalışır durumda tutmakta zorladı. Salgının ön saflarında yer alan klinisyenlere, hastalara tanı koymak ve tedavi etmek için kritik ekipman sağlayan sağlık şirketlerinin çözüm bulmak için çok az zamanı vardı.
Bundan bir yıl kadar önce, GE olarak yeni sloganımızı ve amacımızı tanıtmıştık: "Building a world that works. Çalışan bir dünya inşa ediyoruz." O günden bugüne, bu sözlerin doğruluğunu dünyanın dört bir yanındaki GE çalışanları ile kanıtlamak üzere her gün daha fazla çalıştık. Bugün, bu motto ile çıktığımız yolda yeni bir aşamaya geçiyoruz. GE'nin farklı bakış açısıyla birlikte çalışan bir dünya inşa etmek üzere havacılık, sağlık ve enerji alanlarının geleceğine nasıl baktığımızı daha net göreceğiniz bir aşamaya…
Yeni bir can dünyaya gelir, beraberinde hayata mutluluk getirir. Bazen de mutluluğa kavuşmak için umuda sarılmak gerekir. Ahmet Alkın bebeğin hikâyesi de bir hayata tutunma mücadelesi ve umudun hikâyesi…
Karbon emisyonlarını düşürecek teknolojiler geliştirmeye devam eden GE'nin dahil olduğu en son projelerden bazılarını paylaşmaya devam ediyoruz:
Hidro Pompalama

Travis Harper'ın hayatı her zaman uçaklarla iç içe oldu. Midway Havalimanı'ndan iki blok ötede, Chicago'nun güney tarafında büyürken, jetler sanki ailesinin evine iniyor gibi hissettirirdi. "Çocukluğum boyunca havacılığa hayrandım. Uçakların kalkış ve inişlerini izler, seyahat etme ve dünyayı deneyimleme fırsatına sahip olduğumu hayal ederdim." diyor.